Elazığlı Bilal uçarın, taklacı oyun güvercini
Manisa Salihli güvercinleri,ege bölgesi güvercinleri satılık kuşlar Çandır muabere bango,Soma güvercinleri,akhisar güvercinleri, salihli güvercinleri,Kırkağaç güvercinleri,Bandırma Güvercinleri,Uşak güvercinleri,bursa güvercinleri,Antalya kemalpaşa güvercinleri satılık güvercinler,Turgutlu güvercin festivali festivalleri
Bölgelere göre değişmekle beraber, kışı ayrı geçiren eşler genellikle şubat ayı içerisinde eşe atılırlar. İlk kez eş olacak güvercinlerin, eşe atılma tarihinden 1-2 hafta önce birbirlerine tanıtılmaları, yani yeterli büyüklükte boş bir bölmeye kapatılmaları, eşe atma tarihinde bu kuşların eş olmalarını kolaylaştırmaktadır. Eşe atma tarihinden çok önce eş olacak kuşların belirlenmesi, eşsiz olanlara eş bulunması tamamlanmalıdır. Mümkünse tüm kuşlar aynı zamanda eşe atılmalıdırlar. Böylece, eşe atma tarihinden 8-12 gün sonra tüm çiftler yumurtlarlar. Yavru alınmayacak çiftlerin altına yumurta sürülmesi gerektiğinde, tüm kuşlar neredeyse aynı zamanda yumurtladıklarından hiç sorun yaratmaz. Yine yavrular yumurtlamadan 17 gün sonra toplu olarak çıkarlar. Anaçların yavru dönemine göre beslenmeleri sorunu da böylece çözülür.
oğun olarak Çukurova bölgesinde yetiştirilen Adana ırkı orijin olarak Arap yarımadasının kuşudur. Diğer ırklarda olduğu gibi başka yörelerdede zamanla yetiştirilmeye başlanmış ve o yörelerinde yetiştiricilik özellikleri ile yeni türler ortaya çıkmıştır. Daha doğru bir anlatımla yeni özellikler bu türe adapte olmuştur. Bilindiği üzere çeşitli renklerde ve boylarda olan bu cins, bazı yöresel özellikleri dışında aynı karakteri taşımaktadır. Yüksek uçup, hızlı kanat çırpıp, 2 yada 3lü havalanma ve hızlı iniş karakteristik özellikleridir. Genel Bilgi: Ayrıntılı Bilgi: Düz iniş ve makaslı iniş adı altında Adana ırkı kuşlar hünerlerini sergilerler. Düz iniş Adana çevresinde gözlemlenir. Makaslı iniş ise Mersin’in özelliğidir. Bahar ve yaz döneminde yavru alınır.
Yetiştiriciler tarafından aranan özellilerinin başında yüksek uçuş ve hızlı iniş gelmektedir. Ortalama olarak 10 ila 15 dakika havada kalma süresi, 150-200 metre yükselme ve 110-130 km/h iniş hızı iyi bir ırkta gözlenebilir.
Yine ek bir bilgi olarak yaşam süresi 11-13 yıl ve performanslı uçus süresi 8-9 yıldır.
2-3- aylıktan itibaren terbiye edilmeye başlanır ve 7 aylıktan sonra çiftleştirilir. Uçum yapmak için çoğunlukla erkek kuş idealdir. Ancak dişilerde erkekler kadar başarılı olabilir. Performanslı ve yüksek kalitede uçuş için uçuş ömrü içinde 1 veya 2 defa yaru besletilir. Daha fazlası iyi uçumu etkiler. Dolap denilen iki kuşun sığabileceği yuvalarda beslenir ve geceleri dolaplar kapalı tutulur.
Töme (kısa gaga) ve tartaç (uzun gaga) olmak üzere iki tipte Adana cinsi vardır. Tartaç daha çok Adana ve Ceyhan yöresi yetiştiricileri tarafından tercih edilir. Töme ise Tarsus’da yoğun olarak gözlenir. Mersin ve civarinda ise iki tipde yoğun olarak bulunur. Bu cinsin yumurta ve tagrit dönemi olmak üzere iki ayrı uçum dönemi vardır. Tagrit dönemi erkek kuşun dişi kuşa ilgisinin en yoğun olduğu dönemdir ve bu dönemde uçumlar bu irkin tanımlanan tüm özelliklerini sergiledigi şekilde gerçekleşir.
Düz inişde kuş çağırıldığı zaman kuş bulunduğu yerden yuvasına doğru pike yapmaya başlar ve donuk bir biçimde yuvaya iner. Makaslı inişte ise önden gelen kuş donuk iner takipci yada takipcileri mutlak suretle yere doğru kanat çırparak inerler. Bazı durumlarda öncü kuşda makas yapabilir. Makaslı inişten dolayı bu tür kuşlar diğerlerine nazaran daha hızlı iniş yaparlar.
Bu yavrular güvenilir bir yada iki kuş tarafından terbiye edilir.
Terbiye işlemi öncelikle kanat hamlıklarının alınması, nefeslendirme, ikili yada üçlü uçurma alıştırma, yükseltme ve hızlı iniş şeklinde gerçekleştirilir.
Bu işlemden sonra kuş öncü ve arkçı olarak uçum özelliğine göre ayrılır ve seyretmeye doyulmayacak uçuş hatına başlar.
Reşit Serhat Aşkın
Mersin
Dalıcı güvercin denilince hiçbir ırkın Adana ile boy ölçüşebileceğini düşünemiyorum. Bulutların içinden atlayıp, salmaya kadar durmadan çırpınan bir postayı izlemenin zevkini başka bir ırktan almak imkansızdır. Adana’da bu kuşlar 3’lü bazen de 2’li uçurulur ve uçan her bir gruba posta adı verilir. Postalar postadaki en iyi kuşa göre isim alırlar. Örneğin; Sakar Postası veya mavili Şami Postası gibi… Postada bulunan kuşlardan en az biri kesinlikle öncü olmalıdır. Yani, salmadan parlak (pırıltı) çekildiğinde (genelde beyaz renkli bir kuş, kuyruk ve bel bölgesi civarından tutulup sallanır. Yüksekteki kuşlar bunu atlama sinyali olarak içgüdüsel algılar ve dalışa geçer) ilkin öncüler cevap verir. Diğerlerine ise takipçi denir ve bunlar öncüyü takip ederler. Öncü takım komutanı gibidir. Diğer kuşlardan üstün tutulurlar. Sadece takipçilerden kurulu bir posta aşağıya alınamaz. Özellikle taritlik döneminde (erkek kuşların dişileri kovaladığı, yumurtlatmadan önceki dönem) bu kuşların parlak hassasiyetleri en yüksek seviyesinde olur. Bazen, tarit (arkacı) bir takipçi bile öncülük yapabilir. Mükemmel posta demek bulutların içine kadar birbirinden ayrılmadan, kısa sürede, salmanın etrafından çok fazla ayrılmadan (düşmeden) yükselmiş üç kuşun, sadece kuru ( diğer kuşları açmadan) parlak ile anında hiç caymadan ve dönmeden ( döneklerdeki gibi bir iniş, hem sahibi hem kuş için prestijin zedelenmesi anlamına gelir) aşağıya kadar dalmasıdır. Ek olarak kuşlar dalma esnasında çırpınırlarsa (daha önce inmek için yarışırlar) seyre doyum olmaz. Bazı kuşçular çırpınan, bazıları ise oklava gibi oynamayan kuşları severler. Ama genelde, çırpınan kuşlar daha makbuldür. Cayan, yavaş inen, yavan inen, dönen kuşlara iyi gözle bakılmaz. Bunlar genelde yadırgaya (yabancı kuş tutarken kullanılan seviye olarak ikinci sınıf kuşlardır) uçurulur. Amaç, seyir değildir. Genelde tek amacı başkasının kuşlarını tutmak olan kötü niyetli insanlar tarafından beslenir. Adana güvercinlerinde renk değil performans önemlidir. Renkleri genelde siyah, beyaz, mavi, kırmızı, bu renklerin kombinasyonları ve tonlarıdır. Her rengin özel bir adı vardır. Mesela; Tüm kuşların isimlerini açıklamak şu aşamada gereksiz.Fakat tüm kuşlar bunlardan başka, başıbeyaz, bozuk, katrani, muskalı, gerdanlı, küpeli gibi sıfatlar alabilirler. Mesela; başı beyaz küpeli sakar, bozuk katrani zırhlı, muskalı mavili şami, aynalı şami, şami safi gibi… Bu kuşlar ebat olarak diğer kuşlardan daha iridir. Başları iri çekiç şeklinde, boyunları kalın ve uzundur. Kanatlar uzun ve geniştir. Burunları kısa ve genelde küttür. Oldukça heybetli bir ifadeleri vardır. Tüy dökme mevsiminde, özellikle kanat baş zirfeleri (en büyük tüy) gelmeden uçamazlar.Bu mevsimden sonra tekrar eski performanslarına getirebilmek için çok idman yaptırılması gerekir. Adana kuşları salmanın etrafında küçük daireler çizerek yükselirler. Merdiven çıkar gibi, birbirlerinden ayrılmadan dönek atmaları istenir. Parlak çekme zamanı, kuşların yüzlerini salmaya döndükleri anda olmalıdır ki kuş hemen cevap verebilsin. Fakat, ender olarak kuşun arkası dönükken çekilen parlağı görüp dalabilen kuşlarda vardır ki bunları bulup yetiştirmek gerçekten zordur. Postalar 15-30 dakika arası istenilen yüksekliği bulmalıdırlar. Bu yükseklik yetiştirici tarafından tecrübeyle belirlenir. Ama genelde kayıplara sokulduğunda parlak hassasiyeti azalır, cayma meydana gelebilir. Herkes kuşunu çok yükseğe yollayabilir ama bir parlakta aşağıya alabilen kuşçu sayısı çok azdır. Adana güvercinlerini beslemek uzun bir tecrübe gerektirir.Diğer kuşlardan daha zor sökülürler (yavru iken), uçurulmaları özen ve itina ister, sallapati uçurulduklarında zevk vermezler. Mutlaka işi iyi bilen bir ustanın yanında belirli bir süre gözlem yapılmalıdır. Aksi takdirde bu kuşları diğerlerinden ayıran özellikleri görmek mümkün olmaz. Çağımızın en büyük problemi; melezleme yani kanın bozulması sebebiyle arı kan güvercinleri bulmak oldukça zordur. Bilinçsiz yetiştiricilerin cahilce çiftleştirmelerinden dolayı artık Adana‘ya has uçma ve dalma özellikleri yok olmaya başlamıştır. Bu kuşlar her çiftin kendine ait ayrı bir gözü olduğu 6-8 gözlü dolap denilen kümeslerde beslenir. Çok evcil olan bu kuşları dolaplamak kolaydır. Çoğu zaman dolabının kapısını açar açmaz kendiliğinden girerler. Özellikle postalar art arda uçurulduğu için kuşların yerlerine kendiliklerinden girmesi oldukça önemlidir. Çünkü bir posta indirilmeden diğeri genelde bırakılmaz. Sabah erken vakitte veya akşam serinlikte uçurulan kuşlardan daha fazla randıman alınır. Ama uzun süre uçmamış veya daha yeni yeni postalara katılan acemi kuşlar çalıştırmak amacıyla günün her saatinde uçurulabilir. Rüzgarlı ve puslu havalarda bu kuşları uçurmak çok risklidir. Çünkü kuş parlağı göremeyecek kadar uzaklaşır veya görmezse genelde tutulur. Bu yüzden kuşlar havada iken devamlı gözle izlenmelidirler. Mükemmel parlak hassasiyetleri nedeniyle bazen yabancı salmalara bile akarlar. Bir indiklerinde de genelde yakalanırlar. Bu yüzden parlak elde uçurulmalarını tavsiye ederim. Özellikle yavru kuşlar en küçük bir pırıltıya, parlağa atlayarak kolayca tutulurlar. Ama bu aşama atlatıldıktan sonra ve bir yumurta gördükten sonra damı daha iyi tanırlar ve yakalanmaları zorlaşır. Performans kuşu olan Adana güvercinlerine genelde yavru besletilmez. Çünkü yavru beslemek kuşun performansını azaltır ve çabucak yaşlandırır. Bu yüzden dönek, kelebek veya çandırlara yavru (cülük) besletilir. Ayrıca yumurtadaki kuşların parlak hassasiyeti çok azaldığından dolayı (salmaya gelme hırsları azalır) çıkan yumurtaları başka kuşların altına sürülür. Böylece kuşların en iyi performansı verdiği taritlik dönemi (yumurtlatmadan önceki dönem) öne alınmış olur. Özellikle postalar öncü kuşun tarit olduğu dönemlerde en iyi randımanı verirler. Bu yüzden öncülere genelde hiç yavru besletilmez. Toplu olarak da uçurulabilen bu kuşlar bazen dönek veya kelebeklerle birlikte de uçurulabilir. Her zaman ilk dalanlar mutlaka bunlar olacaktır. Böylece döneklerin dalmasında ateşleyici faktör olabilirler. Fakat şunu belirtmeliyim ki zamanla kuş Adana’ya has uçma özellikleri yitirecektir. Tavsiyem; bu kuşları yanlarına başka ırk katmadan 3’lü gruplar halinde uçurun ve parlakla sinyal verdiğinizde öncü kuşun atlamasını ardından takipçilerin çırpınmasını seyredin. Bunu bir yaşadığınızda, bırakmanız mümkün olmayabilir. Saygılarımla… Umut Pepedil – ADANA
• Sakar; Her tarafı siyah kanat ucu beyaz
• Zırklı veya Zırhlı; kanatlar siyah, lacivert ve mavi kombinasyonu, göğüs açık mavi
• Şami; Açık mavi kanat üzeri iki siyah çizgili
• Maverdi; beyaz ve kırmızı(kahve) tonları olup kırmızının şekli ve tonuna göre, çubuklu veya şarabi maverdi gibi isimler alabilir.
Yukarıda sayılan özelliklerde olmayan kuşlar genelde çandır denilen başka türlerle melezlenmiş kuşlardır ki bunlarda parlak hassasiyeti ve kendilerine has uçma özellikleri aranmaz. Havada kanat vurmadan süzülen (fiske atmak veya tonga yapmak), döneklere, kelebeklere ve oynarlara has hareketler yapan güvercinlere iyi gözle bakılmaz. Gerçek postayla uçurulmazlar. Çünkü kuşun kendine münhasır uçuşu bozulabilir.
Her posta (3lü kuş grubu) genelde aynı kuşlarla uçurulur. Bu kuşlar uçma stillerine göre uygun ekürilerle uçurulur. Öğür denilen bu eküriler uçarken kayiten ayrılmazlar. Öğür yapma aşamasında yetiştiricinin tercihi çok önemlidir. Yanlış kuşlarla uçurulan kuşların performansının ne denli azalacağını gören biri olarak tecrübenin önemini tekrar vurgulamak isterim.
Orta irilikte ancak oldukca uzun sayılabilecek bir güvercin ırkıdır. 14 adet olan kuyruk telek tüyleri de genellikle normalden uzun ve geniş sayılabilir. Bir çoğunda kuyruk hafifce, kelebeklerde olduğu kadar olmasada, çatı şeklinde iki yana eğimlidir. Kanatlarını kuyruğun üzerinde taşıyan bu ırkta kanatlar uca doğru biraz sivrice ve kanat açıklığı diğer bir çok ırka nazaran biraz daha geniştir (iki kanat ucu arası mesafe), Aynı zamanda uzunca bir gagaya sahiptirler. Kısa sayılabılecek ayaklara sahip olan bu kuşların duruşu neredeyse yere pareleldir. Türkiye’de yetiştirilen döneklerde paça ve tepe görülmez. Son yıllarda sıkca görülmeye başlayan paçalı yada tozluklu olanları, Makedonya (Yugoslavya) döneği ile melezdir. Alaca ve düz her renkte görülen bu güvercinlerde en yaygın renkler beyaz kafalı, kanat uçları beyaz ve beyaz kafalı, kanat uçları ve kuyruk beyazdır. Diğer tarafları genellikle siyah, ondan sonra görülme sıklığına bağlı olarak sırasıyla mavi (siyah şeritli) yada çakmaklıdır. En az rastlananları kırmızı (ressesif) alacalardır. Beyaz kafalı ve uzun kanat telekleri beyaz olanlarına İzmir yöresinde Baska, ayrıca kuyruğu da beyaz olanalarına Galaça adı verilmektedir. Renklerine görede şöyle adlandırılmaktadırlar; kara galaça, kara baska, mavi galaça vb. Ressesif kırmızıları, ister düz renkte olsunlar isterse alaca, çakal olarak adlandırılmaktadırlar. Göz renkleri genellikle siyah olmakla beraber, yabani göz rengi hariç, diğer göz renklerinede rastlanır. TÜRKİYEDE YETİŞTİRİLDİKLERİ YÖRE UÇUŞ YAZAN: Dr. TÜRKER SAVAŞ
Eşeysel olgunluk (kızgınlık), beslenmeye bağlı olmakla beraber diğer ırklara göre biraz daha geçtir. Aynı zamanda trichomonad ve paramixovirus gibi hastalıklara karşı daha duyarlıdırlar. Yavrulara bakma özellikleri posta ve dewlaplara nazaran kötüdür. Genellikle bir yuvadaki yavrular arasında belirgin bir gelişme farklılığı görülür.
Ana yetiştirilme bölgesi Türkiye’nin batısıdır. Buralardada çok yaygın olmamakla birlikte bazı kentlerde neredeyse yalnızca dönek yetiştirilmektedir. En fazla yetiştiricisi büyük kentlerden İzmir’dedir. İzmir’den sonra Bursa’yı ve Denizli’yi sayabiliriz. Özellikle İzmir ve Bursa’da başka ırklarda yaygın olarak yetiştirilmesine rağmen Denizli’de neredeyse yalnızca dönek yetiştirilmektedir. İzmir ve Bursa’da en çok göçmenlerce yetiştirilmektedirler. Bu illerin dışında Ege kıyısında bazı ilçelerde, örneğin Bergama, Ayvalık ve Trakya’da da Malkara ve Keşan ilçelerinde hemen hemen yalnızca bu ırka rastlanmaktadır. İstanbul’da da hemen her ırkın olduğu gibi çok az sayıda da olsa yetiştiricisi mevcuttur.
Salındıklarında çok çabuk yükseklik kazanan bu kuşlara yerden kuş gösterildiğinde (pırıltı) kanatlarını toplayarak dalarlar ve bu dalış süresince bir yada bir kaç kez kanat kuyruk ekseninde pervane şeklinde dönerler. Bu ırkta islah hedefi, yüksek hızda uzun mesafe dönüştür. Dönüş esnasında kanatların duruşu kuştan kuşa farklılık gösterir. Bazıları kanatlarını neredeyse vücutlarına yapıştırarak dönerken, büyük bir kısmı dönüş esnasında kanatlarını çeyrek açık tutarlar. Diğer bir kısmı ise kanatlarını oldukça fazla açarak dönerler. Yandan bakıldığında kuşun her dönüşte kendisini çevirttirdiği ve rollerlardan (makaracılardan) farklı olarak, dönüşler arası geçiş, çok hızlı dönüşlerde dahi açıkca belli olur. En iyi dönüş 45 derecelik açıyla daldığında görülebilir. Bu açıdan sapma dalış ve dönüş kalitesini olumsuz olarak etkiler.
UÇURMAYA ALIŞTIRMA
Kümesde ürkek görünen bu kuşların aslında kontrolleri çok kolaydır. Kümes önünde eğer bir kaç kuş varsa yerden kolay kolay kalkmaz. Hatta isterseniz bir gurup döneği bir sopayla sürerek tanımadıkları yerlere dahi ***ürebilirsiniz. Dışarıdan bir müdehale olmadığı sürece, yani onları aşırı derecede ürkütecek bir şey olmadığı sürece uçmazlar. Ancak bu özelliklerinden dolayı kötü uçucu oldukları sonucu çıkarılmasın. Dönek yavruları diğer bir çok ırka nazaran daha çabuk uçmaya alıştırılabilirler. Hiç uçmamış bir yavru kolayca uçan kuşların ardından yükselebilir. İste bu özellikleri nedeniyle genç kuşlar ilk uçurulduklarında çok dikkat edilmesi gereken bir nokta var. İlk uçuslarında dahi diğer kusları takip edip fazlaca yükselebilirler ancak çoğunlukla aşagıdan kuş gösterildiğinde diğer alışkın kuşlar gibi hızla aşağıya inememektedirler. Henüz çevreyi de yeterince tanımadıkları için çok yüksekten fazla açılmakta ve kaybolmaktadırlar. Hele hele çevrede başka kuşlar uçuyorsa ve hatta yabani güvercin ve kumrular dahi yavrunun şaşırmasına neden olabilirler. Bu durumda yavru kuşun yanında daha önce uçan kusların ürkütülerek yere inmeleri önlenmeli ve mümkünse daha fazla kuş kaldırılmalıdır. Buradanda anlaşılacağı gibi yavruların ilk uçuşlarında çok yükselmeleri ve açılmaları engellenmeleridir. Bu amaçla fazla uzun süre uçmayan ve çok yükselmeyen başka ırktan kuşlar kullanılabilir. Ancak bu yöntem dahi, daha öncede belirttiğim gibi eğer çevrede kuşların konsantrasyonunu bozacak başka kuşlar varsa, risklidir. Yavru yitirmemenin diğer bir yolu erken uçurmamaktır. Eğer ilk olarak 8-10 haftalik yaşta uçurulurlarsa, yön bulma yetenekleri gelişmiş olacağından ve yerdende olsa çevreyi daha iyi tanımış olacaklarindan kaybolmaları zordur. Bazı ırklarda ilk uçurmanın geç yaşda yapılması uçuş kalitesini ve diğer yetenekleri (takla gibi) olumsuz yönde etkilemektedir. Hatta bu ırklarda 8-10 haftalık yavruların 5-6 haftalıklara nazaran yalnızca havaya kalkmalarını sağlamak bile güçleşir. Dönekler, formda tutuldukları sürece ilk uçurma çok daha geç yaşda yapılsa dahi sorun yaratmaz. Ergenleşmiş, yani 20-22 haftalık hayvanların dahi uçurulmaları çok kolaydır. Ayrıca geç yaşda uçurma dalış ve dönüş kalitesini de olumsuz olarak etkilemez. Ancak bu dönemde beslenmelerine dikkat edilerek yağlanmaları önlenmelidir. Tüm uçucu kuşlarda olduğu gibi bu ırktada yemin sınırlı tutulması gereklidir. Yağlanma iyi uçan ve dönen kuşlarda dahi dalış ve dönüş kalitesini olumsuz yönde etkiler. Önerim kuşlar aç olduklarında bir öğünde yiyebilecekleri yem miktarinin sabah 1/3′ünü ve akşam 2/3′ünü olmak üzere iki öğünde verilmesidir. Uçan kuşlara ağırlıklı olarak buğday verilebilir. Buğdayla birlikte çok az miktarda kaliteli damızlık yemide verilmelidir. Kuşun kümese bağlanması yani çevreyi tanıma turları bittikten sonra dalış ve dönüş alıştırmasına geçilebilir. Bu amaçla alıştırılacak kuş tecrübeli bir kuşla uçurulmalıdır. Kuşlar yeterli yüksekliğe ulaştıklarında ve ikisininde posizyonlarının inecekleri yere aşağı yukarı 45 derece olduğunda (rüzgar altında), önce her hangi bir işaretle (ıslık, düdük, mendil sallama, el sallama vb.) dikkatlerinin yere çekilmesi gerekir. Bu işaret bir süre sonra kuş için “dalışa hazır ol” anlamı kazanır. Akabinde derhal kuş güsterilerek tecrübeli olan kuşun dalışa geçmesi sağlanmalıdır. Çok geçmeden tecrübesiz olan da onu takip edecektir. Eğer aynı anda ikiden fazla kus uçurulursa, her ne kadar toplu uçan kuslar olmalarına rağmen hepsinin aynı anda pozisyon almalarının sağlanması güçleşir. Ama havada nerede olurlarsa olsunlar aşağıdaki kuşa (pırıltı) reaksiyon göstereceklerinden istenen dalış ve dönüş sonucu alınamaz. Bazı yetiştiriciler bir kerede bir kuş uçurmaktadırlar. Bu yöntemin avantajı kuşun kontrolünün çok kolay olmasıdır. Ancak dezavantajıda yalnız başına uçan kuşun yeterli yüksekliğe çıkamamasıdır.
Alıştırmada pozisyon aldıktan sonra inecekleri yere yani kuş gösterilecek yere mutlaka bakmaları sağlanmalıdır. Zira dalış ve dönüş kalitesi bu durumdan önemli derecede etkilenmektedir. Dönekler uçarken onları iyi izleyebilecek ve onlarında bizi iyi görebilecekleri bir yerde durulmalıdır. Kuşlar uçarken onların bizi göremiyecekleri bir yerde durmamız, daha sonra ortaya çıkıp pozisyon almalarını beklemek boşunadır. Zira pozisyon al işareti kendimiz oluruz ve kuşlar bizi görür görmez dalış için beklemeye ve hatta dalışa geçerler. Bu nedenle daima görünecek bir yerde bulunulmalı ve “dalış için hazır ol” işareti verilmelidir.
BURSA IRKINA NEDEN OYNAR DENİR? Bu sebebler sırasıyla: OYNARIN BESLENDİĞİ İLLER HANGİLERİDİR: KAFA YAPISI: A)YILANBAŞ : B) PELİTBAŞ: C)KESTANEBAŞ : Not: Dik alınlarla karıştırmamanız için not düşüyorum alınlı oynarlar bursa oynarı değildir. *Yukarıda belirtilen üç kafa sekli de bursa oynarına aittir “bilye kafa” ise kestanebaş, pelitbaş, yılanbaşın çeşitli eşleşmeleriyle elde edilir. GAGA : GÖZ ÇEVRESİ: Not: Çok fazla mısır ve grit taşı göz kapaklarında sarılık yapabiliyor. Uçurulan kuşların pencere renkleri kapalı kuşlara nazaran daha koyu olur. GÖZ RENGİ: Uçurulan ve sürekli güneş gören kuşların tüy renkleri kapalı bakılan, uçurulmayan bu yüzden güneş görmeyen kuşlara göre biraz daha mattır. Satın alınırken uçurulduğu biliniyorsa bunu göz önünde bulundurmanın faydası vardır. BOYUN YAPISI: GÖĞÜS YAPISI: KUYRUK: BACAKLAR: OYNARIN BAŞLICA RENKLERİ: KARAKANAT: ARAP: ÇAPAR: Çaparlı kuşun yavrusu da çaparlı olur diye kesinlik yoktur. KARYAĞDI: MUSKA VE YAŞMAK: ATKI – ÇEKME – KİLİT: *Kilit ise atkıların iki gözün arkasından başlıyarak kafanın arkasında birleşmesidir.. 45 derecelik ani dalışlarla bir an kümes üzerinden geçen bir oynar bir o kadar hızlı yükselerek yine eski yuksekliğine çıkması cok kısa sürer. Bursa oynarları pırıltıya duyarsızdırlar. Pırıltı verildiğinde aşağıdan kuş gösterildiğinde daha da yukarı çıkarlar. Çok sayıda oynarı uçurmak takibi zorlaştırır istenilen sayıda uçurulabilir. Zevk veren uçum sayısı 3-5 tir. Dönücü, dalıcı ırklardaki gibi kolay pes edenler etmeyenleri etkilemez antrenmansızlar ya da yavrular indikten sonra diğerleri uçmalarına devam eder. Kanat alışları sert ve seridir gevsek kanat alması kusurdur uçuş esnasında kesinlikle kayık çekmezler, bel kırmazlar, takla atmazlar. Belirli bir çanak içinde fazla açılmadan dağınık olarak düz hatlar oluşturarak uçarlar. En fazla 200-300 metre sağa ve sola vurular. (Minareyi kaybetmezler) Manevra ve çeviklik olarak en çevik ve hızlı ırktır diyebiliriz. Yırtıcı saldırılarına karsı diğer ırklardan daha şanslıdırlar. Atmacayla beraber yere düşen bir taş gibi dalışları görmeye değerdir. Atmacadan daha yükseklere çıkarak bulutların arasında kaybolması yetiştiriciyi her ne kadar korkutsa da iniş vakti geldiğinde kesinlikle kümesini bulur. Makaracılık yoktur güzel havalarda eşe kızgınken nadirde olsa orta havanın altına düşünce kümesin üzerinde bir kaç peşpeşe takla atarlar. Bunu inecekleri zaman yaparlar, kesinlikle uçuş esnasında yapmazlar. Bu durum tüm oynarlar için geçerli değildir. Posta Irkları gibi uzak mesafelerden gelemezler. 30-50 km yol yapmaları normaldir.. Eğer 150-200 km yoldan geldi denen bir oynar duyduysanız. Posta ile kırılmış oynarlardandır. Bu arada posta kırığı olan bir oynarı, iyi bir gözlemciyseniz yürüyüşünden bile tanıyabilirsiniz. Bu tür kırılmış oynarların ayakları daha uzun, daha dik ve daha kalın bir yapısı olur. IRKIN GENEL ÖZELLİKLERİ Kümeste ve elde tutulması zordur, çok hareketlidir. Kelebek, dönek, taklalar gibi elle sürerek kümese sokulmazlar 10 kuştan 8 tanesi girse bile 2 tane çıban başı çıkar ve kapıyı kapattırmaz. Avare deliğini çok severler kendi başına buyruk olarak girip çıkmaya uçmaya bayılırlar. Kanı –soyu- güzel bir oynarı kart iken (yavru, yumurta görmüş) almışsanız yeni kümesine alıştırma olasılığı çok düşüktür. Hayatta kalma olasılığı da öyle… Ölüm orucu tutarlar, yem yemez su içmezler, tek aldıysanız eş tutmazlar. Her zaman hastaymış gibi süzüşük dururlar. Aldığınız oynar kart ise sizden önceki kümeste kendisinden yavru-yumurta alındıysa en tehlike dönem sizde yumurtladığı dönemdir.. YAVRU BAKIMI: Oynar yuvalıkları küçük delikli ve karanlık olursa yavru alımında randıman artar kümese girdiğinizde yumurtada yatan kus sizi görmeyecek ve rahatsız olmayacak gibi dizayn edilmelidir. Kuş yumurtadan kalkar ve uçar ise yumurta 4-5 saat soğumak zorunda kalacağı gibi bu hareket 4-5 kez tekrarlanınca tam oluşmaz ve yavru çıkmayabilir.. Olgunlaşana kadar güncellenecektir , resimlerle desteklenecektir.. Saygılar YAZAN : İsm ail MERİÇFİZİKİ ÖZELLİKLERİ:
Bursa kuşuna “Oynar” denilmesinin bir kaç sebebi vardır.
Uçuş esnasında birbirinden ayrılarak uçmaları,
Yırtıcı dalmış ya da kendilerine ateş edilmişcesine dalarak uçmaları,
Kümes üstünden teğet geçerek neşeli bir sekilde uçmaları, son olarak da
Kümes önündeki neşeli tavırlarından dolayı Bursa güvercini, ”oynar” ismini almıştır.
”oynar” terimi bu kuşların takla atması ya da dönerek makara yapması anlamında değildir.
Bursa,İnegöl,İstanbul,Afyon,Çorlu başta olmak üzere Türkiye’nin tüm illerinde severek beslenmektedir.
Kafa yatık olmalıdır kırıklık , köşe olmamalıdır. Önden bakıldığında yılanı andırır. Hoş bir hatla boyuna bağlanır.
Yılandan biraz daha yüksektir, kestaneye oranla biraz daha yumuşak kavisi vardır.
Bu kafa yapısı da bursa oynarının kafa yapısıdır. Bu kafa yapısı yılanbaş ve pelitbaşa nazaran daha büyük ve yuvarlaktır. Bu tip kafalara yetiştiriciler arasında “takoz kafa” da denir.
Bursa oynarının gagası sedef renkli olmalıdır. Gaga dibi geniş olmalıdır. Gaga ucu ise diğer ırklara göre daha ince ve hafif kıvrıktır. Kapalı, koyu kanlarda – soylarda- zikir olabilir fakat gagada bulanıklık istenmez.
Pencereler beyaz veya balmumu renginde geniş ve etli olmalıdır gaga ile arasında çok az tüy olmalıdır. Kırmızılık ve aşırı sarılık istenmez.
Göz rengi beyaz olmalıdır. Bununla beraber gül kurusu rengi de (pembemsi) olabilir. Kırmızılık istenmeyen bir özelliktir.
TÜY YAPISI:
Tüy rengi parlak siyah olmalıdır. Matlık kabul edilmeyeceği gibi kızıllık tam anlamıyla kusurdur. Işıkta bakılınca yağlanmış izlenimi verir. Tüylerde siyah ve beyaz haricinde renk olmaması gerekir.
Boyun kısa olmalıdır. Kuş elde tutulduğunda boyun vücuda yapışık bir vaziyette kafayı içe çeker..
ŞAL:
Şal rengi, çok canlı renklerde, mor ve yeşil yanar döner olur.
Göğüs geniştir ve bacakların kısalığı ile orantılı olarak yere yakındır. Üstten bakıldığında kuş armut seklindedir. Boynu kısa oldugu için fazla dik duruşlu değildir.
Kuyruk telek sayısı 12′dir ve incedir. Kuyruk düz ve toplu durur. Telek uzunlukları ne uzun ne kısadır. Kuyruk ne yere yakın ne de çok yüksekte durur, düz bir hat oluşturur.
*Kuyruğun iki yanındaki olan siyah tüye ‘’ayna’’
*Tek tarafında olana ‘’yan tel’’
*Ortasında olana “elif”
*Bir siyah bir beyaz şeklinde olanlara da “Örme Kuyruk” denir.
Bacaklar kısa ve aralıkları açıktır. Ayaklar kıpkırımızı ve pullar belirgin olmalıdır. Ayaklardan halka kolaylıkla girip çıkmalıdır. Bursa oynarının kalın ayaklısı istenmez. Tırnaklar beyaz olmalıdır. Bacaklarda eklem yerinde tüyler sonlanır. Bu yüzden tozluk en büyük kusurlardandır.
Kapalı kanlarda hepsi olmamak şartıyla gölgeli tırnak olabilir.
AKKANAT:
Kanatlar ve kuyruk beyazdır. Kanat teleklerinde 7-7, 8-8 gibi eşitlik istense de çok önemli değildir. Kuyrukaltı kapalı olmalıdır.Kuyrukaltında çok fazla beyaz istenmez.
Vücudu siyah sadece kuyruğu beyazdır. Bu renkte zikir ve tırnaklarda gölge önemli bir kusur değildir.
Tümüyle siyahtır, başka ırklarda görülmeyecek derecede parlak bir tüy yapısı vardır. Güneşte ve ışıkta yağlanmış gibi parlar. Gagada zikir ve tırnaklarda gölge önemli bir kusur değildir.BEYAZ:
Düz beyazdır. Diger beyaz ırklardaki gibi tırnaklar ve gaga da beyazdır. Akkanatlardan gelen beyazların güneşte gözlerine baktığınızda düz siyah değil renkli olduğunu fark edebilirsiniz.)
*Siyah yaşmaklı beyazlar da vardır.
Kanattaki beyazların arasındaki siyah tüy çapar olarak adlandırılır. Siyah renk ilk telekteyse kapalı kanlardan geldiğinin işaretidir. (Karakanat gibi)
Çaparlı kus açık kanlarla vurulduğunda güzel yavrular verir. Beyaz kusurları kapatıcıdır.
Yavruların göğüslerinde karyağdı dediğimiz beyazlıklar olabilir bunlar kusur değildir. Kuş yavru tüyünden sonra bunları atar ve normaline döner.
Muska gaga altındaki küçük beyazlıktır. Yaşmak muskadan büyüktür.
Muskalı bir kuşla düz beyaz ya da karabaş eşleştirildiğinde karabaşa çevirme olasılığı yüksektir. Muskalı oynarın baskın bir özelliği yoktur.
*Atkı veya çekme kusun gözünün arkasından başlayıp arkaya doğru giden beyaz şerit seklinde tüylerdir. Sadece sağ tarafta yada sol tarafta Tek atkılı da olabilirUÇUS ÖZELLİKLERİ:
Antrenmana göre 4-7 saat performans gösteren oynarlar vardır.
Uçuş kuşlar kümesten salındığında (uçurulanlar) yere basmadan uçmaya başlarlar orta havaya çok kısa surede çıkarlar orta seviyeden sonra 5-10 dakika içinde gözden kaybolurlar kesinlikle toplu uçmazlar. Salma önünde ıslık çalma veya sırık sallama gibi hareketlere gerek yoktur.
Uçumunu tamamlayan bir oynar indiğinde kanatlarını düşük tutmaz yorulmamış bir izlenim verir.
Başına buyruk ve asil bir yapısı vardır. Çok ürkek her an uçmaya hazır tedirgin bir kuştur. Yem atıldığında yeme dalıp dünyasını unutmaz. Bir adım ileri atar bir buğdayı yer iki üç adım geri kaçar.Salmasından kaçan, uçuş eğitimi almamış bir yavruyu kümesin etrafında günlerce uçarken izleyebilirsiniz. Elektrik direkleri, elektirik telleri, yüksek binalarda yatarlar. Yem ve suyla kandırılmazlar çok aç kaldıklarında inseler dahi salmanın önüne atılan yemlerden dikkatli, ürkek bir şekilde bir kaç tane yiyerek tekrar kaçarlar. Kümese sokulmaları zordur. Gece kepçe vb. yollardan yakalanmazsa ve size gelmediyse su olukları çatı aralıkları gibi yerlerde ölürler.
Dönek ırkları gibi kaybolma tehlikesi yoktur. Bir kaç kere uçurulmuş bir oynar eğer kaybolduysa ve dönmediyse atmaca vuraması gibi ölümle sonuçlanacak olasılıklar akla gelir.
Bir anda yuvalıktan kalkarak arkasına dahi bakmadan kaçar eski kümesini arar. Bulamasa dahi uzaklaştıysa size de dönmez..
Yavru bakımları ve verimleri yüksektir. Yavrusunu ellemek, kuşu yavrudan ve yumurtadan kaldırmak yavruları tehlikeye atar..
o güvercinlerinde karışma sezonu kasım ayı itibari ile başlamış bulunmaktadır. Yaklaşık nisan sonu veya mayıs başına kadar devam etmektedir. Bu sezon filo güvercini besleyerek karışma yapacak tüm üstadlara iyi sezonlar dileriz. Az zayiatlı güzel karışmalar. Karışma nedir: Yurdumuzda şanlıurfa, gaziantep, iskenderun, hatay, osmaniye, kilis, antakya, mersin gibi illerimizde beslenen filo cinsi güvercinlerin akşam vaktimde birbirlerine karıştırılmasıdır. Karışma güvercinleri hakkında bilgi almak için tıkla
rfa güvercin karışması fotoğrafları ve resimleri. RESİMLERE BAKMAK İÇİN TIKLA
GENEL BİLGİLER Ülkemizde ötücü güvercin ırklarından ankut, demkeş, kumru ve Bayburt olmak üzere dört ayrı ırk yetiştirilmektedir. Ankut ve demkeş Türkmenistan kökenli, birbirine çok yakın akraba olan ırklardır. Gerçektende ankut ve demkeşler birbirine oldukça benzemektedir. Aralarında üç konuda farklılık bulunmaktadır. Bunlardan ilki, ankutlarda kızıl kahve olarak adlandırabileceğimiz rengin dışında renk çeşidi bulunmaz. Demkeşlerde ise renk çeşitliliği çok fazladır. İkinci demkeşler ankutlara oranla biraz daha iri vücutlu olurlar. Üçüncü farklılık ise ötüş şekillerindedir. Kumrular ise, Arabistan kökenli olup ülkemizde geliştirilmişlerdir. Bayburt ırkımız ise ülkemize özgü yerel ırklarımızdan biridir. Bu ırklardan ankut ve demkeşlerin ortak özellikleri “dem çekme” adı verilen ötüş şekilleridir. Dem çekme tabiri tasavvuf müziğinde ve genel olarak Türk müziğinde doğaçlama olarak yapılan sunum sırasında sazlardan birinin soliste sürekli ya da aralıklı olarak eşlik etmesi anlamına gelir. Bu daha çok solistin detone olmaması amacı ile yapılır. Bu güvercinlerin ötüş şekli dem çekmeye benzetildiği için bu adla anılmaktadırlar. Demkeş, dem çeken anlamına gelmektedir. Demkeşlerin bugün ülkemizde çok yaygın oldukları söyleyemeyiz. Yetiştiricileri eskiden olduğu gibi fazla değildir ve sayıları hızla azalmaktadır. TARİHİ GELİŞİM Aynı göçler sırasında Rusya tarafına yönelen bazı Türk gruplar aracılığı ile, demkeşler ve ankutlar Rusya’da da tanınmaya başlanmıştır. Günümüzde Özbekistan sınırları içersinde bulunan Buhara kentinde eski dönemlerde dini yapılar içinde, burada görevli din adamları tarafından Türkmenistan kökenli ötücü ırk güvercinler yetiştirildiği ve ırka farklı özelliklerin kazandırılmaya çalışıldığı bilinmektedir. Nitekim çeşitli Rus kaynaklarında da Buhara ırkının köken olarak Orta Asya’dan gelme olduğu görüşüne yer verilmektedir. Buhara ırkının geliştirilmesi sırasında, Orta Asya kökenli ötücü ırklardan demkeşlerin mi yoksa ankutların mı ya da her ikisinin de birlikte mi kullanıldığı konusunda bir bilgiye sahip değiliz. Ancak bu çabalar sonucu bugün dünyada “Bokhara trumpeter” adı ile tanılan, ülkemizde ise kısaca “Buhara” ya da “Buhara Demkeş” adı ile bilinen ırkın ortaya çıktığını biliyoruz. Ülkemizdeki “Buhara demkeş” adlandırmasına hem pazardaki satıcılar arasında rastladım, hem de 1932 tarihli bir yayında gördüm. Bu adlandırılış şeklinden bile, Buhara ırkının, demkeşlerin geliştirilmiş bir biçimleri olduğu sonucunu çıkarmak mümkündür. Buhara trumpeter ırkı, 1800 lü yılların ortalarından itibaren muhtemelen Rusya üzerinden Avrupa ülkelerine de ulaşmış ve buralarda da tanınmıştır. Buhara ırkı Avrupa’da 1865’de İngiltere, 1872’de Almanya ve 1883’de Fransa’da geliştirilmeye başlanmıştır. O dönemde Avrupa’da “Russian trumpeter” adı ile bilinen bu ırk sonradan “Bokhara trumpeter” adı ile anılır olmuştur. Bugün Avrupa’da bulunan bir çok trumpeter ırkı, Bokhara trumpeter ırkının geliştirilmesi sonucu ortaya çıkmıştır. Bu bakımdan bizim demkeşlerimizin Avrupa’daki trumpeter ırklarının, köken ırkı olduğunu söylemek sanırım yanlış olmaz. Bu ırkların başında İngilizlerin “English trumpeter” ve Almanların “Double crested trumpeter” ırklarını sayabiliriz. Bugün Türkiye’de Demkeş adı ile bilinen ırk, dünyada “Bokhara trumpeter” adı ile bilinen ırka çok yakın akrabadır. Aradaki farklar bazı nüans farklarıdır. Bu farklılıkların en dikkat çekici olanı ön tepe ya da gül olarak adlandırılan kakülün demkeşlerde, tam yuvarlak biçimli olmadığı gibi gözleri ve gagayı örtecek kadar uzun olmamasıdır. Oysa Buharalarda kakül tam yuvarlak biçimli ve oldukça uzundur. Öyle ki kuşun gözleri ve gagasını göremezsiniz. Ayrıca takka adını verdiğimiz arka tepede gene Buharalarda daha gösterişlidir. Bunun yanı sıra demkeşlerin karakteristik bir vücut biçimleri ve duruş şekilleri vardır. Buharalarda vücut, demkeşlere göre daha yuvarlak bir biçim almış olup duruş şekilleri değişmiştir. Ayrıca Buharalar Demkeşlere göre biraz daha iri vücutlu olmaktadırlar. FİZİKİ ÖZELLİKLERİ Bu güvercinlerde takka, enseyi tamamen kapatacak şekilde ancak Buharalarda olduğu gibi çok heybetli bir görünümde değildir. Perçem ise tam yuvarlak biçimli ya da yarım daire şeklinde olabilmektedir. Ancak uzunluğu gözleri ve gagayı kapatmayacak şekildedir. İnce ve orta boyda ve zarif bir gaga yapıları vardır. Kuşun rengine bağlı olarak gaga, tırnak ve göz renkleri değişebilmektedir. Bu güvercinler normalden daha iri vücutlu ve gramajlı olurlar. Kanatlar kuyruk üzerinde taşınır. Kalın ve kısa bir boyun yapıları vardır. Göğüs öne doğru hafif bombeli, yuvarlak ve geniştir. Ayaklar normalden biraz daha kısadır. Kendine özgü bir form ve duruş biçimi vardır. Yavru verimlilikleri çok iyi değildir. Özellikle çiftleşme dönemlerinde perçem eğer gözlere kadar geliyorsa, gözlerini kapatan kaküllerinin makasla kesilmesi gerekmektedir. Gene aynı şekilde çiftleşmeyi kolaylaştırmak amacı ile, uzun olan paçaların bir kısmının ve anüs etrafındaki tüylerin temizlenmesinde yarar vardır. Bakıcı kuş yardımı ile yavru verimliliği artırılabilir. RENK ÇEŞİTLERİ NOT : Demkeş ırkı ile ilgili bilgisine başvurduğum ve kuşlarının fotoğraflarını çektiğim Ankara’dan değerli yetiştiricilerimizden arkadaşım Özgür Sorkun’a teşekkür ederim. Yazan : Yavuz İŞÇEN
Orijini Orta Asya Türklerine kadar giden çok eski ırklarımızdan biridir. Demkeş ırkı güvercinler, ötücü ırklarımızdan olup, Anadolu’daki geçmişleri günümüzden 1000 yıl kadar eskiye dayanmaktadır. Dünyada bu güvercinler genel olarak İngilizce’de borazancı anlamına gelen “trumpeter” adı ile tanınmaktadırlar. Dünya üzerinde trumpeter ırklarının bir çok çeşidi bulunmaktadır. Demkeşler, dünyada bugün en çok “Bokhara Trumpeter” adı ile bilinen ırka yakındırlar. Bokhara trumpeter ırkının köken ırklarından biri olan demkeşler, bu ırka çok benzemekle birlikte arada bazı ayrım noktaları bulunmaktadır.
Demkeş, eski kaynakların neredeyse tümünde adı geçen bir güvercin ırkıdır. Buradan, eski dönemlerde çok yaygın olarak yetiştirildikleri sonucunu çıkartabiliriz. Anlatım şeklinden o dönemlerde oldukça değer verilen bir ırk olduğu anlaşılmaktadır. Evliya Çelebi, İstanbul ile ilgili anlatılarında 1638 yıllarında burada demkeş ırkının yetiştirildiğini belirtmektedir. Bu yazılana dayanarak en az 400 yıldır ülkemizde bilinen ve yetiştirilen bir ırk olduğunu söyleyebiliriz. Belgeli olmayan geçmişlerinin ise çok daha gerilere gittiği bilinmektedir. Demkeşler Orta Asya Türkmenistan kökenlidirler ve Türklerin Orta Asya’dan batıya göçleri ile birlikte 1000 li yılların başında Anadolu’ya gelmişlerdir.
Demkeş bir form güvercinidir. Uçuş ve oyun için değil, fiziksel güzellikleri ve ötüş şekilleri için yetiştirilirler. Bu güvercinlerin “dem çekme” adı verilen ötüş şekilleri önemlidir. İyi ve uzun dem çekenleri tercih edilirler. Dem çekme süresi 40 – 45 dakikadan az olmamalıdır. Demkeşler, uzun ve hararetli ötüşleri ile dikkat çekerler. Uçurulduklarında fazla uçmaz ve hemen konma eğiliminde olurlar. Bu güvercinlerin tümü paçalıdır ve paçalar, kamış paça tabir edilen tarzda uzun ve geriye kıvrık biçimde olur. Paçasızları olmaz. Gene Demkeşlerin tümü çift tepelidirler. Bu güvercinler takka ve perçemli olurlar. Tepesizleri bulunmaz. Ancak soyunun çeşitli güvercinlerle kırılması sonucu günümüzde tepesizlerine de rastlanmaktadır. Ancak bunlar yetiştiricilerimiz arasında fazla değerli olarak görülmezler.
Demkeşlerde renk çeşitliliği oldukça fazladır. Beyaz, Siyah, kırmızı, mavi, sarı ve kızıl kahverengi, gibi düz renklerin yanı sıra bu renklerin beyaz ve siyah üzerinde dağılımı şeklinde karışık renklerde ( alacalı ) çeşitleri fazladır.
Şanlıurfa şebap güvercin ihalesi hafta içi her gün pazartesi, çarşamba, cumartesi günleri siz değerli şebap güvercin severler ile birliktedir. Videomuz 21,11,2009 tarihinde çekilmiştir. İhale mekanı şanlıurfa merkez Hammenin kahvesi İHALE VİDEOSUNU İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ…
Türkiye genelinde filo güvercinleri karışma başlama saatleri. İskenderun= Başlama=15,30 ile 15,45 Bitiş= 16,45 ile 17,00 arası Gaziantep= Başlama= 15,45 Bitiş= 16,45 ile 17,00 arası Hatay= Başlama= 15,45 ile 16,00 Bitiş= 16,45 ile 17,00 arası Osmaniye= Başlama= 15,45 Bitiş= 16,45 ile 17,00 arası Kilis= Başlama=15,45 ile 16,00 arası Bitiş= 16,45 ile 17,00 arası Mersin= Başlama= 15,45 ile 16,00 Bitiş= 16,30 ile 16,45 arası Kahramanmaraş= Başlama=15,30 ile 15,45 Bitiş= 16,30 ile 16,45 arası NOT: BU BİLGİLER TÜRKİYE GENELİNDE FİLO GÜVERCİNİ BULUNAN BESLENEN VE KARIŞMA YAPAN İLLERDEKİ USTALARDAN ALINMIŞTIR.
Şanlıurfa= Başlama=15,30 Bitiş= 17,00 17,15 arası
İLLER VE İLÇELER AYRILMADAN VERİLMİŞTİR. iLÇELERDE SAATLER DEĞİŞEBİLMEKTEDİR. BU BİLGİLER MERKEZDEKİ FİLO GÜVERCİNİ BESLEYEN VE KARIŞMA YAPANLARA AİTTİR.
yabancı güvercin siteleri, ve yurt dışından güvercin resimleri ve bilgilerini görmek için tıkla…
RE: Siyah müsevvet filo güvercini resimleri
ÇİÇE
GENEL BİLGİLER
Ülkemizde çiçi,çiçe diye bilinen bu ırkmızın dünyada tanındığı ad Urfali, Urfali mövchen olarak tanınmaktadır.Yurdumuz’da genel olarak verilen ad urfalidir ve Şanlıurfa ilimizde uzun yıllardan beri yetiştirilmektedir.Şanlıurfa yöresine ait bir güvercin ırkımızdır.
Hatay,Nizip,Kahramanmaraş,Osmaniye,İskenderun,Kilis ve gazi Antep gibi illerimizde yaygın olarak beslenmektedir.
Filo uçucusu ve form amaçlı beslenmektedir.Ayrıca angut ırkı gibi taka kuşu olarak’da beslenebilmektedir.Bulundukları yere çabuk alıştıklarından dolayı genelde sadık ve sağlam olurlar üretilmesi ve beslenmesi çok kolaydır.Renk olarak sarı,kırmızı,beyaz,siyah ve göv (gök) renkleri mevcuttur.Son yıllarda alacalı renkleri ve cilli olanlarıda görülebilmektedir.
FİZİKİ ÖZELLİKLERİ VE STANDARTLARI
1-Gögüs kapesinde parçalanmış şekilde gül deseni bulunmaktadır ve çok geniş şekilde yer almaktadır gögüsten alt karına kadar ineni ve sırtına dogru uzananı makbul sayılmaktadır.
2-Çiçelerin hepsinde ön tepe bulunmaktadır.Tepesiz olanları olsada tepeliler makbul sayılmakdadır.( NOT:Ön Tepe basık olmamalıdır. )
3-Genelde ufak olarak yaygın olsada genel olarak iri yapılı olanları kabul edilmekdetir. Ufak kafa yapısına sahiptirler.
4-Göz renkleri ve gaga yapıları olarak; Gaga yapısı olarak küçük gaga yapısına sahiptir.
Siyahların göz etrafı gaga ve burnu beyazdır.
Beyazın ise gözü siyah gagası burnu ve göz etrafı beyazdır.
Sarı ve kırmızınınki gözü sarı göz etrafı gagası burnu beyazdır.
Göv ( gök ) olanların ise göz rengi siyah göz etrafı gagası burnu beyazdır.
5-Gerdan olarak küçük bir gerdana sahiptir.
6- Kuyrukları genel olarak 12 veya 14 telek ( fek ) arasında degişmektedir.
7-Ayakları paçasız,tozluksuz ve kırmızı olmalıdır.
8-250 veya 300 gram ağırlığında olmalıdırlar.
9-Çiçelerde dönme,takla,oyun,dalıcılık gibi özellikler bulunmamaktadır.
FEHMİ ATEŞ
ŞANLIURFA
atesfehmi@hotmail.com
FOTOGRAFLAR
Misafirler Mesajlardaki resimleri göremez. Resimleri görmek için lütfen buraya tıklayıp üye olun
Misafirler Mesajlardaki resimleri göremez. Resimleri görmek için lütfen buraya tıklayıp üye olun
Misafirler Mesajlardaki resimleri göremez. Resimleri görmek için lütfen buraya tıklayıp üye olun
Misafirler Mesajlardaki resimleri göremez. Resimleri görmek için lütfen buraya tıklayıp üye olun
Ülkemizde güllü,yaşmaklı ve payamlı diye bilenen filo ırkımızın dünyada tanındıgı ad Syrian turbiteen, Barbarisi mövchen adlarıyla bilinmektedir.Orjin olarak ortadogu suriye ve lübnan olarak söylenmektedir..Barbarasi arapçada berber anlamına gelmektedir. Alın ve yanak lekelerinden dolayı ( Payam,Yasmak,Şeker) bu adı almıştır.Türkiyede Şanlıurfa,Hatay,Kahramanmaraş,Gaziantep,Osmaniye,İskenderun ve Güney Dogu Anadoluda bölgelerimizde yetiştirilmektedir.Uçuş olarak filo uçucusu ve renk ve desen bakımından filolarda beslenmektedir..Barbarisilerde ( güllü) takla,oyun,döneklik,makara gibi ucum özellikleri yoktur. Kümese sadıklıklarıyla ve saglamlıklarıyla filolarda önemli yere sahiptirler.Renk bakımından Siyah,mavi,kirmizi,sari, ve sinekli mavi diye tabir edilen renklerden oluşmaktadır
Suriye Turbiteen denilen bu kuslar barbarisi ve Istanbul diye iki guruba ayrildıgı söylenmektedir.. Aralarindaki fark barbarisinin kuyruklari beyaz olması .Istanbul olanlar ise kuyruklari kanatlari ile ayni renkte olmasından dolayı istanbullu deniliyor.Barbarisilerde oldugu gibi yamaları ve gögüste gülleride bulundugu söylenmektedirFiziki özelliklerininde aynı oldugu söylenmektedir.
Barbarisilerin (güllü) üretilmesi ve yetiştirlmesi diger ırklara göre daha kolaydır.Yavru bakımında fazla zorlanmamaktadır çünkü gaga yapısı olarak yavruya bakmaya elverişlidir.Şöyleki altında 15,20 gunluk yavru varken bile tekrardan yumurtlama ve aynı anda hem yumurtada yatma ve diger yavrulara bakma özelligine sahiptir.Dişi yumurtada yatarken erkek diger yavrulara bakabilmektedir oldukca yavrularına sadıktırlar.
FİZİKİ ÖZELLİKLERİ VE STANDARTLARI
1-Yamak (payam,şeker)çok düzgün ve simetrik olarak 3 ve 4 yamaklı olanlar kabul edilmektedir.
2-Kafa olarak tepesiz ve dörtgen kafa şekli aranmaktadır.
3-Küçük bir gerdana sahip olmalıdır.
4-Göksünde tek şerit halinde gülü olmalıdır.Gülü yoksa yada azsa bu hata olarak kabul edilmektedir.
5-Vucut yapısı olarak iri olması aranan bir özelliktir.( Bazı ülkelerde ufak yapılı olanlarda vardır.Ancak Suriye,Lübnan ve Türkiyede iri yapılılar bulunmaktadır.) Kusun gövdesi çok uzun olmamalıdır.
6-Göz yapısı olarak parlak olmalıdır.Genelde her renk kabul edilsede siyah olanlar daha makbuldur.Gözlerin farklı farklı renlerde olması hata olarak kabul edilir.Ayrıca göz çevreleri beyaz bir yapıya sahiptir.
7-Gaga yapısı ne çok uzun nede çok kısa olmalıdır.Yaklaşık 1 veya 1,5 cm olması gerekir.Genelde beyaz gaga kabul edilir.Bazılarında kusun rengine göre gagalarda o renkten olabilmektedir.Böyle olanlarda genelde siyah ve göklerde koyu gaga kırmızı ve sarılarda daha açık renk olabilmektedir.Kıvrık gaga hata olarak kabul edilir.
8- Kanatlarda ilk onar telek beyaz olmali, diger kanat tuyleri kusun tasidigi ve yuzundeki yamak (payam,şeker) ile ayni renkte olanlar kabul edilimektedir.Ara teleklerde ( fek) baska renk olması kusur olarak kabul edilir.Ayrıca telek (fek) sayıları eşit dagıtılmalıdır.
9-Kuyruk 12 telekten olusur, barbarisi (güllülerde) de kuyruk beyaz renktedir.
10-Barbarisi (güllülerde) Siyah,mavi,kirmizi,sari, ve sinekli mavi diye tabir edilen renklerden oluşmaktadır. Ayrica sekeri, kahve renginde olanlarda vardir.
11-Gaganin az uzerinde yuvarlak bir isaret (Yamak gibi) vardir. Bu isaretler orantili olmak sarti ile en aranan ozellikler arasindasir.bu isaretler kanatlarla ayni renlerde olmalidir.
12-Ayaklar paçasız,tozluksuz ve kırmızı renkte olmalıdır
13-350,400 gram agırlıkta olması gerekir..
NOT:Katkılarından dolayı Ersoy KOLDAŞ ve DR.Kemal Turgay ÖZBİLEN beylere teşekkür ederim...
YAZAN:Fehmi ATEŞ (guvercinurfa)
atesfehmi@hotmail.com
ŞANLIURFA/MERKEZ
FOTOGRAFLAR
Misafirler Mesajlardaki resimleri göremez. Resimleri görmek için lütfen buraya tıklayıp üye olun
Misafirler Mesajlardaki resimleri göremez. Resimleri görmek için lütfen buraya tıklayıp üye olun
OKATKÖY KUŞSEVENLER DERNEĞİ Tokatköy Sultan Aziz Cad. No:155 Beykoz / İstanbul BEYKOZ İLÇESİ VE ÇEVRESİ KUŞSEVERLER DERNEĞİ Yalıköy Çayır caddesi Tekke Çıkmazı No:1/1 Beykoz / İstanbul IHLAMURKUYU KUŞ SEVENLER VE KORUMA DERNEĞİ Alemdağ Cad. Kemalettin Sok. No: 4/1 Ümraniye / İstanbul KÜÇÜKÇEKMECE GÜVERCİN DERNEĞİ Güvercin yetişticiliğinde kullanılan Hertürlü sarf malzeme İlaç ve çeşitli yemleri temin edebilirsiniz. Hacıoğlu caddesi No:71/A Küçükçekmece / İstanbul ÖRNEK MAHALLESİ GÜVERCİN SEVENLER VE YETİŞTİRENLER DERNEĞİ Örnek mah.Ercüment sok. (kutlubahçe parkı karşısı) no:93 Üsküdar / İstanbul İNCİRKÖY KUŞÇULAR DERNEĞİ İncirköy Mahallesi Harmantepe Güney Sokak NO:17 Beykoz / İstanbul ARENA GÜVERCİN MEZATI Mandıra Cad. Bayramlar Sok.No/2 Kat/2 Fikirtepe-Kadıköy / İstanbul KAVACIK GÜVERCİN SEVENLER DERNEGİ Kürşat caddesi Nazlı sokak no:2 Yıldırım Beyazıt Camii yanı Kavacık-Beykoz/İstanbul OSMANLI KUŞ EVİ Eğitim Mah. Muratpaşa Cad. Patika Yol Sok. NO:3 Fikirtepe – Kadıköy/İstanbul TUZLA KANATLI HAYVANLARI SEVENLER VE KORUYANLAR DERNEĞİ Her çeşit güvercin çıkartılıyor. Bunun yanında güvercin malzemeleri,ilaçları ve yemleri satılmaktadır. KARTAL CEVİZLİ KANATLI HAYVANLARI SEVENLER VE KORUYANLAR DERNEĞİ Mezat Günleri: Çrş.- Cuma – Pazar 20:30 Her çeşit kuş çıkartlıyor. Ayrıca lokal olarak kullanılıyor. YENİDOĞAN GÜVERCİN SEVERLER VE YETİŞTİRENLER DERNEĞİ Baraj Yolu üzeri Yenidoğan (Üçler market yanı) Ümraniye/ İstanbul KAYNARCA GÜVERCİN VE KANATLI HAYVANLAR SEVENLER DERNEĞİ Aydınlı Yolu Cad.1.Işık Sok.NO: 8 Kaynarca/Pendik YILDIZ TABYA Bango baska kelebek dönek bursa tip posta mardin kuşları çoğunlukta. BURSA GÜVERCİN YETİŞİRİCİLERİ DERNEĞİ Ulu Mah. Ulubatlı Hasan Bulvarı No:66 K:2/A Bursa 251 00 03 ANKARA KUŞ PAZARI Ulus semti, Bentderesi mevkii ANKARA HAMAMÖNÜ KUŞÇULAR KAHVESİ Talat Paşa Bulvarı Karacabey Hamamının karşısından giren Sarıkadın sokak No:9 ELAZIĞ KANATLI HAYVANLARI KORUMA VE YETİŞTİRME DERNEĞİ İzzetpaşa Mahallesi. Beritan Oteli Karşısı. Özel Elazığ Sürücü Kursu Üst Katı. (0424) – 238 5701 DENİZLİ ESKİ ZAHİRE PAZARI Mezat Günü: Pazartesi ve Perşembe 9:00 Ayrıca Pazar günleri Sevindik’te güvercin pazarı kurulmaktadır. BOLU HAYVAN PAZARI Karaçayır mahallesi MERSİN KUŞ PAZARI Üniversite hastahanesinin önünde eski hal. Ayrıca pazarın karşısında güvercin satan dükkanlar vardır. SAMSUN SERİNOFİL DERNEĞİ Yenidoğan Mah. Dr.Kamil Cad. No:87 Samsun 0362-2310706 KÜTAHYA KUŞLARI KORUMA DERNEĞİ Adnan Menders Cad. Hatipağa Apt. No: 35/c Kütahya 0274-2246642 TAVŞANLI KANATLI KAFES HAYVANLARINI KORUMA VE YETİŞTİRİCİLERİ DERNEĞİ Durak Mah. Aralık Sok. NO:1 Tavşanlı/Kütahya ARHNEM GÜVERCİN SEVERLER DERNEĞİ Maaslaan 7 Arhnem/Hollanda (Diyanet camisi yani)
Mezat Günleri: Pazartesi, Cuma 20:30
Yetkili : Burhan Özdemir Gsm : 0535 778 92 92
Mezat Günleri: Salı-Cuma-Pazar 21:00
Yetkili : Abdulkadir Demirkan Gsm : 0532 548 73 91 Tel : 0216 3231105
Mezat Günleri: Salı – Cumartesi 20:30
Yetkili : Hayrettin Çınar 0546 – 242 36 27
Mezat Günleri: Cumartesi 20:00
Yetkili : Erol CABA 0212 424 01 35
Mezat Günleri: Perşembe – Pazar
Yetkili : Burhan Erkan 0216 472 88 45 CEP;O5425289316 05373381401
Mezat Günleri: Perşembe – Cmt. Saat: 20:30
Mehmet ZURNACI 0538 683 37 03 / 0505 902 37 25
Mezat Günleri: Pazartesi – Cuma
Levent Boztepe 0555 547 54 74
Yetkili: Adem Yılmaz 0555 545 81 58 – 0216 465 12 82
Mahmut Aslan 0555 509 15 32
Mezat Günleri: Perşembe – Cumartesi 21:00 Her ayın ilk pazartesi günü şebap günüdür…
Yetkili: Murat Albayrak 0537-886 74 11
Mezat Günleri: Salı – Cumartesi 20:30
Yetkili: Kadir Özçelik Tel: 0532-7058893
Aydıntepe Mah.Dr.Sadık Ahmet Cad. Yıldırım Sok. No:20 Aydıntepe/Tuzla İstanbul
Mezat Günleri: Çarşamba – Cumartesi 20:30
Yetkili: Ahmet Şen 0216-3716796
Hacılar Cad. no:44 Cevizli/İstanbul
Yetkili: Orhan Erikçi 0535-8165355
Mezat Günleri: Cuma – Pazar 20:30
Yetkili: Kadir Özçelik 0532-7058893 0216-3904128
Mezat Günleri : Perşembe – Pazar 20:30
Ulaşım: Aksaraydan gelen Yıldız Tabya minibüsleri ile ulaşılabilir, Tabya son durağa gelmeden PLASPEN’in yan tarafı. İstanbul.
Mezat Günü: Pazar 20:30
Mezat Günü: Cumartesi 20:00 normal mezat, her ayın 3.pazarı da kaliteli kuş mezatı yapılmaktadır.
Mezat Günü: Pazar 8:00�6:00
Mezat Günü: Salı – Cuma 19:30 güvercin ihalesi yapılmaktadır.
Yetkili: Aydın Ataman 0 312 324 28 62
Mezat Günü: Pazar 13:00
Mezat Günü: Pazar 10:00
Mezat Günü: Pazar 9:00
Mezat Günleri: Cumartesi 18:00
Mezat Günleri: Çarşamba – Cumartesi 21:00
Yetkili: Mehmet Oğuz Diker
Mezat Günleri: Çrş. – Cumartesi 20:30
TEL.0031653740166 – 0031655875272 – 0031633092914
Mezat Günleri: Her ayın ilk Cumartesi günü 18:00-24:00
Bayburt merkez ve köylerinde, komşu vilayet Gümüşhane’de ve İstanbul’da ikamet eden Bayburtlu kuşçular tarafından sesi için bakılan bir güvercin çeşididir. Öncelikle çift kukul denilmesinin nedeninden başlayarak Bayburt kuşunun karakteristik özelliklerinden kısaca bahsedelim. Bayburt kuşu başının arka tarafında kulaktan kulağa (Takka) yani kukulu olması, başının ön tarafında burnunun üzerinde perçem olması nedeniyle çift kukul olarak adlandırılmaktadır. Ön perçemi olmayıp arka kukulu olan kuşlar Tek kukul olarak adlandırılmaktadır. Son zamanlarda arka kukulu olmayıp ön perçemi olan kuşlarda nadiren de olsa çıkmaktadır. Bayburt kuşu tamamen yerli bir ırktır. Gaga yapıları normal boyda olup erkek kuşların gagaları dişi kuşlara nazaran biraz daha kalın ve geniştir. Siyah (Kahverengine yakın) ve beyaz olmak üzere iki renk gaga çeşidi vardır. Gözleri ise açık ve koyu renkte olup, siyah beyaz karışımı veya portakal rengine yakındır. Ayaklar kırmızı renkte ve paçasızdır. Ancak parmakları kapatmayacak şekilde çok hafif paçası (Yani tüyü) olanlarda vardır. Bu kuşlar yetiştirme tarzına göre genellikle ürkek yaradılışta ve kanatlarını kuyruk üzerinde taşırlar. Bayburt kuşunda aranılan özellik sesinin güzel olmasıdır. Renk veya diğer karakteristik özelliklerinin pek ehemmiyeti yoktur. ÖTÜŞ ŞEKLİ Erkek kuşlar için geçerli olmak üzere öncelikle vak, vak larını alarak hava kesesini yani Kuşçu tabiriyle (Kurçasını) şişirip kendine özgü bir ses çıkarır. Burada sesin kalın, orta veya tiz olması aranmaz yalnızca sesin güzelliğine bakılır. KUŞ RENKLERİ 1.Beyaz 2.Kara (Siyah olan kuş rengi diğer bir ifadeyle arap) 3.Mor (Koyu ve açık kahverengi olan kuş rengi) 4.Al (Morun biraz daha kırmızısı olan kuş rengi) 5.Boz (Koyu gri veya açık gri ) bu renk kuşlara diğer bir ifade ile elifli de diyebiliriz 6.Kula (Al rengin sarıya yakın rengi) Nadiren de olsa Beyaz, mor ve siyah karışımı üç renkli kuşlara da rastlanılmaktadır. Şimdi bu altı rengin karışımından diğer kuş renklerini sıralayabiliriz: A- Beyaz ve siyah karışımından Kara Çakal veya Kargalı, göğsünde beyazı olana Kara Yıldız, sırtında siyahı olana Sırtıkara diyebiliriz. B- Beyaz ve mor karışımından Kemer, göğsünde beyazı olana Mor Çakal, sırtında moru olana Pullu (Diğer bir ifadeyle abalı) diyebiliriz. C- Beyaz ve al karışımdan yine Kemer, göğsünde beyazı olana Al Çakal, sırtında alı olana da Pullu ( Diğer bir ifadeyle abalı) diyebiliriz. D- Beyaz ve boz karışımından yine Kemer, göğsünde beyazı olana Boz Çakal, sırtında boz olana da yinePullu diyebiliriz. (Bunun haricinde rengi siyah olup kanatlarının ucu beyaz olana Sekül Arap denilir. Aynı şekilde morlara da Sekül Mor denilir. Mor ve kula rengi karışımı kuş rengine de Pinti denilmektedir. Morun ve arabın göğüs kısmında tavuk yumurtası büyüklüğünde beyaz olması ve karın altına beyaz şerit olması halindeTorlu veya Torlak denilmektedir.) BAYBURT KUŞUNDAKİ ARANILAN VASIFLAR 1. Güzel ötecek 2. Ağızlı ötecek. 3. Sakin ötecek 4. Hep aynı ölçüde ötecek. Daha teferruatlı anlatacak olursak; A. Öncelikle sesi güzel olacak kalın, orta ve tiz olabilir. B. Vak vak larını alıp ağızlı ötecek “Ağızlarını dolandırarak öterse yani üç sefer vak alırsa çok daha ala olur” çünkü bu zor bir haslettir her kuş bu meziyeti gösteremez. C. Acele etmeyip tane, tane sakin ötecek, D. Ses uzunluğu kısa olmayıp normal ve hep aynı ölçüde ötecek. Bu dört özelliği en ideal ve en güzel şekilde kendisinde cem eden kuş BAŞKUŞ hükmündedir. KUŞ SESLERİ 1. Derin (tiz) sesli öten kuş çeşidi: Eğer sesi fazla duyulmazsa derin öterse pek fazla itibar edilmez. Derinin tokunu öterse herkes tarafından rağbet edilir. 2. Orta sesli öten kuş çeşidi: Genelde bu seste öten kuşlar herkes tarafından sevilir. Tok ve geniş seste öterse daha bir başka sevilir. 3. Dolgun sesli öten kuş çeşidi: Eğer bu sesteki bir kuş (hor öterse) yani sesi güzel olmazsa çok fazla itibar edilmez. Ancak Davudi (Kuşçu tabiriyle Topraklık tosun)sesinde olursa herkesin gönlünü cezb ederek adeta kuş ehlini mest eder. Genelde de BAŞKUŞ dediğimiz kuşlar bu tür seste öterler. Bu seste bir kuş yetiştiği zaman, yaşamı boyunca BAŞKUŞ hükmündedir. Bu çeşit kuşlar on, on beş senede bir yetişir. Gönül ve hafızalara nakş olarak ehilleri tarafından sohbet ortamlarında yeri geldiğinde arzu ve özlemle yâd edilir. KUŞ SINIFLARI (Kategorileri) 1. Normal (Saklanır) dediğimiz kuşlar: Bu çeşit kuşlar aşağı yukarı her kuşçunun damında sesi güzel olan bir kuş çeşididir. 2. İyi dediğimiz kuşlar: Bu çeşit kuşlar her damda olmayıp vasfı itibariyle sesi güzel olan kuşlara nazaran ağızlı ötüp herkes tarafından hüsnü kabul gören bir kuş çeşididir. 3. Meşhur dediğimiz kuşlar: İyi kuş diye nitelendirdiğimiz sesi güzel ve ağızlı öten iyi kuşa nazaran sakin ötüp herkes tarafından rağbet edilen en az dört dörtlük dediğimiz kuşun o üç vasfını kendinde cem eden nadir kuş sınıfındaki bir kuş çeşididir. 4. Baş kuş dediğimiz kuşlar: Bu çeşit kuşlar yaşamış olduğu dönemlerde meşhur kuş vasıflarının hepsini en iyi şekilde kendinde cem edip, menendi olmayan Cumhur kuştur. Tek bir kuşçuda olur yaşadığı müddetçe gıpta edilen kuş çeşididir. Yazan : Mustafa KAYALI
Web sitemizin video bölümüne suriye, lübnan ve ürdün filo güvercin videosu eklenmiştir. Ayrıca mantolu, dönek ve posta güvercin videolarıda eklenmiştir. Video portalına gitmek için tıklayın
İsrail filo güvercini 4 renge sahiptir 1- Sarı israil 2- Kırmızı israil 3- Göv ( gök ) israil 4- Siyah israil İsrail filo güvercinleri hakkında bilgi ve resimleri için tıklayınız. Popularity: unranked [?]
ben bi tane arap var 4 minare boyu 25 taklayla geliyo dama videoları aticam izlersin