18 Mart 2012 Pazar

Makaracı Güvercin Irklarının Genel Özellikleri


Dünyada genel olarak “roller” adı ile bilinen güvercinlere ülkemizde “makaracı” adı verilmektedir. Makaracılık güvercinlerde bir uçuş özelliğidir. Bugün yurdumuzda makaracı özelliği olan yerli ırklarımızdan 6 ayrı güvercin ırkı bulunmaktadır. Bu ırklar şu şekilde sıralanabilir.
1) Bursa
2) Mülakat
3) Çakal
4) Trakya Makaracısı
5) İzmir Makaracısı (Smyrna roller)
6) Oryantal Makaracı (Oriental roller)
Makaracı güvercinlerin tümü birer performans kuşudurlar. Form özellikleri için yetiştirilmezler. Bu kuşların kendilerine özgü uçuş stilleri yetiştiriciler için her zaman ön planda olmalıdır. Bu amaçla makaracılar yavru döneminden başlayarak düzenli bir uçuş eğitimine tabi tutulurlar. Klasik tarzları olan makara yapmaya belli bir uçuş eğitimi aldıktan ve belli bir yaştan sonra başlarlar.
Makara yapma hareketi, güvercinin havada uçarken birden kafası kuyruk yönünde geriye doğru hareket edecek şekilde, taklalar ata ata düşerek dönmeye başlamasıdır. Bu hareket sırasında kuş kanat vurabileceği gibi kanatlarını açık olarak da makaraya girebilir. Güvercin makara hareketi sırasında hızlı bir şekilde yükseklik kaybeder. Kuş havada adeta geriye doğru yuvarlanarak düşen bir top gibi görünür. Makara hareketi sırasında güvercin havada yaklaşık 30 m. kadar bir yükseklik kaybeder ve yaklaşık 10 kez takla atar. Daha sonra normal uçuşuna devam eder ve tekrar yükselir.
Makaracı güvercinler genel olarak uçuş ve fiziki özelliklerine göre farklılıklar gösterirler. Ortak olan noktaları makara yapma özellikleridir. Ancak makaracı ırklar arasında makara yapma şekilleri açısından da farklılıklar bulunmaktadır. Makaracı ırklardan uçarken makara yapmasını beklemek yerinde bir davranıştır. Makara yapmayan kuşlar ciddi şekilde değer kaybına uğrarlar.
Makaracı güvercinler genel olarak toplu halde uçurulan kuşlardır. İyi bir uçuş çıkartabilmeleri için, en az 8 kuşluk bir filo tercih edilmelidir. 8–20 arası bir sayı idealdir. Grup halinde uçurulmalarına karşın bu güvercinlerin toplu halde uçtukları söylenemez. Genellikle her kuş kendi başına uçar. Gökyüzünde adeta bir kırlangıç topluluğu gibi görünürler. Bu güvercinler nokta yüksekliklerde toplu halde uçmaya daha eğilimlidirler. Toplu halde uçmamaları bu güvercinlerden beklenen bir özellik olmakla birlikte, uçurulma alışkanlıklarına bağlı olarak toplu halde uçan makaracı ırklara da rastlanmaktadır. Başka güvercinlerle birlikte uçurulmaları sonucu böyle bir alışkanlık gelişebilmektedir. Eğer toplu uçmaları istenmiyorsa, yavru döneminden itibaren sadece ayrı uçma özelliği kazanmış kendi ırkından kuşlarla birlikte uçurulmaları gerekmektedir.
Makaracı ırkların diğer bir uçuş özelliği de orta yükseklikte ve daha çok da nokta yüksekliği olarak adlandırılan yükseklikte uçma alışkanlıklarıdır. Bu güvercinler uzun uçan kuşlardır. Uçuş süreleri ırka bağlı olarak değişmekle birlikte 3–4 saatten aşağı olmaz. Hatta 7–8 saat uçanları da bulunmaktadır. Kuşkusuz bütün bu süreler kuşun damarına (orijin) ve kuşa verilen uçuş eğitimine yakından bağlıdır. Uzun uçmaları tercih nedenidir ve kuşun daha kaliteli olduğu anlamına gelmektedir. Makaracı ırklar genel olarak hızlı uçmaları ve seri hareketleri ile tanınmaktadırlar.

Demkeş güvercin resimleri

demkeş güvercin  demkeş kalpaklı güvercin

Süt beyaz güvercinler

oyunlu beyaz perçimli beyaz__

Biletçi Ahmet kuşları




Ahmet Günay ERİŞ namı değer Biletçi Ahmet dönek ustası değerli arkadaşım 27-05-1938 yılında doğma büyüme Ayvalık'lıdır. Ayvalık'ta dönekçiliğin saygın bir duruma gelmesinde, bilhassa alaca, aynalı, çini alaca döneklerin getirilip yetiştirilmesinde sevilen ve takdir edilen bir dönekçi ustasıdır. Bazı nedenler dolayısıyla dönekçiliğini bitirmiş olsa da namı ve beslediği döneklerin uzantıları Ayvalık ve yakın çevresindeki mahallerde severek beslenir. Performansları takdirle izlenir. Özellikle Ayvalıklı adı verilen kolun diğer mahal dönekleri ile eşlenmelerinden çok vasıflı yavrular gelmektedir.

Kısaca dönekçilik anılarını şöyle anlatıyor. 1969 yılında oğluma sünnet düğününde getirilen bir çift hediye güvercin bu hobiye başlamama vesile oldu. Dönemin meşhur kuşçular kahvesi sahibi rahmetli Halil ağadan tanesi 2,5 liraya aldığım kuşlarla kümesimi doldurdum. Bu merak insana geldimi çok kısa zamanda insanın benliğini kaplıyor. Kuştan anlamadığım için ilk etapta topladığım görünümü güzel dönek güvercinler zamanla bana yetersiz gelmeye başladılar. Görünümün yanında dönüş özelliklerini de aramaya başlamıştım. Sağolsun Orhan Kaldırımcı o gün bu gün hem arkadaşım, hem dostum olarak beni hiç yalnız bırakmadı. Dönekşiliği öğrenmemde ve güzel dönekler edinmemde çok büyük faydasını gördüm. Birlikte günler geçirdikçe bilgim arttı. Bilgim arttıkça da merağım hızla büyümeye başladı. Bir an geldi ki elimde baktığım tüm döneklerin vasıfsız olduklarını bana hizmet veremeyeceklerini anladım. Yavaş yavaş elimden hepsini çıkardım. Yerine dönemin iyi dönekçilerinden dönekler edinmeye başladım.

Önce samimiyetim olan ÇAMLIK BELEDİYE GAZİNOSU sahibi Dalkıran Hüseyin'den dönekler aldım. İyi dönekleri vardı. Kendisi gazino ile meşgul iken ilgilenemediğinden döneklerini eğitemiyordu. Dönekler bütün gün salma çam ağaçlarının üzerinde kargalarla beraber dolaşıp duruyorlardı. Ricami kırmadı ve altı çift dönek verdi. Bir çifti İzmitli çinilerdi ve çok güzel dönüşler izledim. Hiç inatsız misafiri tatminkar dönüşleri vardı. Dişi çiniyi kaybettiğim için onlardan üretemedim. Diğerleri kaplan ve arap idi. Kaplanları damızlık yaptığımdan uçurmadım. Çıkan yavruların dönüş randumanları çok az idi. Geç dönüyor ve gelen misafirime izletme olanağı olmuyordu.

Yetmişli yıllarda moda olduğu için bütün Ayvalık kaplan, arap, şeş, baska beslerdi. O yılların en güzel dönen döneklerine sahip Marangoz Nihat hapise girince döneklerini satın alan Meral Aygüner'den iki çift dönek aldım. Bir çifti kaplan, diğer çifti şeş göğüslüydü. Sonra iki çiftte arap aldım. Araplar çok temiz damardı al (beyaz kuyruklu düz kırmızı) yavru veriyorlardı. Her ne kadar güzel dönselerde çok inatçı döneklerdi. Tekrar arayışa döndüm.
Kantarcı Hüseyin'in meşhur döneklerini muhafaza eden Şehabettin usadan bir çift karabaş aldım. Onlardan da netice alamadım. Dönüş yapıyorlar fakat çok az döneklik yapıyorlardı. Tatminkar değildi. Gelen arkadaşlarıma izletme olanağı vermiyorlardı. Keyifleri olduğunda ben izleyebiliyordum. Bu sırada kardeşim Muzaffer'in Aydın'lı bir horozcu arkadaşı sayesinde çok temiz kaplanlardan edindim. Kaplanların sahibinin adını şu anda hatırlayamıyorum. Bir çiftlik sahibiymiş. Döneklerini uçurmaz kapalı büyük bir damda beslermiş. Hatıra binayen iki şeş erkek, bir arap dişi, bir şeş dişi, bir şeş göğüslü erkek ve ipekkanat tabir ettiği tüyleri çok ince enfes bir dişi getirdi. O zamanın parasıyla 90 lira ödedim. O zamanlar döneğin tanesi 2,5 lira olduğu düşünülürse bayağı pahalıya bu döneklere sahip oldum. İki dişi ayarlıktan yem yemedi ve kuruyup öldü. 45 lira ödeyip iki dişi daha getirttim. Bir çok yavru aldım, uçurdum. Dört senelik emeğimin karşılığı bir tanesinde üç kez güzel dönüş izledim. Çok inat dik kafalı döneklerdi. Kimseye de izletemedim.
Bu heves bambaşka bir şey. Tekrar arayışlara girdim. Gezdikçe gördüm ki alaca ve baska görünümlü dönekler daha tatminkar. Görünüm hoşluğuna da yönelip alaca edinmeye başladım. Orhan Kaldırımcı ve babası saygın ustamız Mustafa Kaldırımcı sayesinde onun köylüsü olan İzmir'de balıkçılık yapan Mustafa Lale (Maraz Mustafa) nin her yıl kurban bayramı öncesi çiftliğine kurbanlık koyunları getirirken beraberinde getirdiği döneklerini seyretttik. Muazzam döneklerdi. Bayram sonrası İzmir'e dönerken 26 adet döneği 200 liraya satın aldım. Bu güzel dönekler Buca son durakta Arnavut Muharrem'in oğlu Ahmetten alınmış dönek kuşlardı.

Bu kuşlar içinde bir erkek kırmızı çini alaca vardı. Hatırı sayılır dönüşler yapardı. Bilahare kırmızı çiniyi İzmir Yeşildere'de Murtaza ağaya (Şeytan bakkal) sattım. İzmirde namlı bir dönek oldu. Bu döneklerin içinde AKORDİYON adını verdiğimiz (Orhan bu adı taktı) efsane döneğim de vardı. Halen Ayvalıklılar diye adı geçen dönekler bu erkeğin zamanımıza uzamış kalıntılarıdır. GOGO damarından Buca'lı Emrullah Köse (Keskin) nin döneklerine dayanan baska bir erkek vardı. Hem uzun hen güzel dönerdi. Akordiyonun dişisi kel bir dişiydi. Ufacık bir kuştu. Fakat çok uzun ve güzel bir dönüşü vardı. 75 dereceden pırıltıya seyredenlerin alnına kadar dönüş yapardı. Çok temiz dönen nadide bir dönekti. Ben bindirme, tepe, 90 dereceden dönen dönekleri hiç sevmem. Tavsip etmem. Böyle pırıltılar dönüşü taşıyamayan, kanat hakimiyeti olmayan yer çekiminden destek alan döneklerdir. Ben onları hiç sevemedim. Aynı dönekleri aldığımda içlerinde telkuyruk bir erkek vardı. 45 dereceden yüzüme bakarak bir sıkardı 150 metre ilerden dalışa geçerdi. Taş gibi gelip bana 50 metre kala dönüşe girerdi. Yedi veya sekiz metre civarında bir dönüş yapıp çıkardı. O dönem izleyenlerin çoğu elinde olmadan altında bağırıp maşallah çekerlerdi. Dönüşten çıkışı tek kanat almaksızın aynı kararla yera sıkıp inmesi enfesti. Dönüşün hep böyle olmasını istemişimdir. Böyle bir döneğe sahip olunca insan elinde olmadan diğerlerinden soğuyor. Zevk alamıyor. Bir tane de sürmeli erkek adlı dönek vardı. 80 derece menzili kullanır altı veya yedi metre kadar çok sağlam hilesiz dönüşler gösterirdi.
Bir sonraki yıl Maraz Mustafa ile Murtaza ağanın kümesini komple satın alıp kuşların hepsini ben aldım. İçlerinde yarış almış çok güzel dönekler vardı. Fakat bu kuşlardan beklediğim randımanı bulamadım.
Bir sonraki yıl Maraz Mustafa gelirken getirdiği Bayraklı'dan Terzi Mustafa'nın döneklerini satın aldım. 30 parça dönek çok namlı döneklerdi. Ecevit namıyla anılan aynalı (mavi galaça) bir erkek vardı. Her zaman on metre dönüşler gösterirdi misafirlere. Dişisi de aynı soy idi ve beş altı metre güzel dönenler vardı. Üç tane dişi yavru alabildim. Hepsi mükemmel dönüşler izlettiler. Son yavrunun adını arkadaşlarım PAMUK DİŞİ koydular. Pamuk dişi çok istisna bir dönekti. Böyle dönen bir kuş dönek herkese nasip olmaz. Aynalı renk olan bu dişi daire keserek dönerdi. Öyle devir yapardı ki mavi beyaz olan dönek tek renk kendini beyaza yakın bir görünüm alırdı. Bu yüzden hayretlerini gizleyemeyen arkadaşlarım pamuk dişi adını verdiler. 

Akordiyon erkeğin resmi
1975-76 yıllarında acı bir olay yaşadım. Döneklerime sallabaş hastalığı geldi. Yavruların hepsi telef oldu. O yıl sonuç alamadım. 12 telli adıyla meşhur bir erkek daha vardı bu aldığım döneklerin içinde. Bu kuşun kuyruk üstünde yağ bezesi vardı. Kuyruk sayısı 12 olduğundan İzmirde bu adı koymuşlardı. Çini alacaydı. Hiç inat yapmazdı. Pırıltıya çok bakan, güzel gelip bekleyen her zaman misafire 10-12 metre dönüşler izleten dönüşü mükemmel net sunan bir dönekti. Bu anlattığım dönekler sayesinde kendimi geliştirdim. Deneyim ve tecrübem arttıkça kendi damzılıklarımı ürettim. Akordiyonların 10 tanesini Ayvalık'ta sevdiğim arkadaşlarıma ve Rahmeti dayım Hasan ustaya verdim. Orhan'a bir dişi, Çizmeli Bekire bir erkek, Semih ustaya bir erkek, rahmetli Acar'a bir dişi iki çiftte rahmetli dayıma verdim. Bu kuşlar ile çalışmalar neticesinde Ayvalıklılar adı altında dönekler üretildi. Rahmetli dayımdan yeni nesil meraklı olan Tahir Sadan bu döneklerden alıp bu günlere kadar asıllarını muhafaza etmeyi başarmış. Acar usta, Kene Ali'nin ortaklaşa çıkardığı yavrular çok vasıflı çıkıp Küçükköyde Ayvalıklılar diye tanınmıştır.
Son son İzmirden Terlikçi Cemil'den de çok güzel bir çift dönek aldım. Fakat tam bu esnada belediye otobüslerinde biletçilik görevimden alınıp 25 km. uzaktaki Ayvalık su deposuna tayin edilince döneklerim ile ilişkim mecburen kesildi. Vardiyeden dolayı gerekli alakayı gösteremeyince dönekler hapis oldu ben ilgilenemez oldum. Bakım ve hastalık zorluklarından döneklerim oldukça azaldı. Yürütemeyeceğime karar verince çok üzülerek döneklerimi İzmir'den Terlikçi Cemil ve Murtaza Ağaya sattım. 
Dönekçilik o zamanlar mükemmel bir örnek sergiliyordu. Her geve Ayvalıkgücü kahvesinde toplanıp saatlerce güzel muhabbetler yapılırdı. Şimdi atışmalar, tutuşmalar, çamur atmalar, hırsızlıklar hat safhaya ulaşmış. Döneklerde bir şahin korkusudur almış başını gidiyor. Tutakçılık ona keza. Her kes birbirine kırgın. Aralar hep açık gördükçe üzülüyorum. Oysa bu merak insanları kaynaştırır güzel arkadaşlıklar kurulmasını sağlar. İş maddiyata dönmüş sevgi, saygı kalmamış, Emekli olunca hep tekrar başlamayı düşündüm fakat gördüğüm manzaralar bana bu cesareti vermedi. 
Aklımda kalan bir kısmı Allah rahmet eğlesin, Murtaza Ağa, Emrullah Köse, Kuşçu Hüso, Terlikçi Cemil, Balıkçı Mustafa, Terzi mustafa, Purço Hüseyin, Becerağa, Arnavut Muharremin oğlu Ahmet, Bergamalı Ormancı Zekeriya, Pala Kamil, Kasap Ramiz, Camcı Mehmet, Dikilden Emrullah, Gardiyan Remzi, Cezmi kardeşler, İstanbuldan Tuna, Ayvalıktan Mustafa Kaldırımcı, Orhan Kaldırımcı, Hasan Yaşar dayım, Cundalı Hüso(talebem), 15 yaşından beri yanımdan ayrılmayan Ayvalıkta döneği ve dönekçiliği taşıyan sevgili kardeşim Tahir Sadan ile çok güzel günlerimiz, mükemmel anılarımız oldu. Yaşayanlara uzun ömürler, aramızdan ayrılanlara rahmetler dilerim. 
Tavsiyem besleyenler ve yeni başlayanlar şunu unutmasınlar esas olan insandır, sevgidir, saygıdır, Hobiye gönül verenler hoş paylaşımlar, güzel birliktelikler yaşamak beklentisindedirler. Kapışma, tartışma, çamur atmalar nereye getirir insanları. Tutmak, saklamak, arkadan konuşmak şu sayılı günler olan ömrümüzde değermi? Şöyle dönüp geriye bir bakılsın. Gidenler, aramızdan ayrılanlar. Acı, tatlı anılar neden daha güzelleri yaşamak varken sürtüşme, çekememezlik. Bunu bilincinde olun. Sevgide bonkör olun. Saygı ve hürmeti elden bırakmayın. Peşinden dönekçilik çok güzel yerlere gelecek zevkle muhabbetler artacak, çok güzel dönekler izlenecektir. Kendine güvenen sevgi saygıdan ödün vermeyecek olanlar başlarken iyi örnek ustalar edinip bilgiler alsınlar. Döneği tanımaya, dönekçiliği anlamaya çalışsınlar. Soyları, beslemeyi, eşlemeyi, pırıltı atmayı, eğitimi, sitillere göre davranış biçimlerini iyice öğrendikten sonra omuz omuza bu işe baş koysunlar. Dönekçilik yalnız olmaz. Gurup paylaşımıdır. Bütün meraklı dönekçi arkadaşım ve kardeşlerime saygı, sevgi ve başarılar diliyorum.

Baki kalan gök kubbede, Ayvalık'lı Biletçi Ahmet hoş bir sada imiş. 

Maliyeci Rıza kuşları

1922yılında büyük mübadele sonrasında vatandaşlarımız, yurdumuza dönerken, türlü zorluklar altında büyük özveri ile beraberlerinde, orijinal saklama yöntemleri ile bu günkü sahip olduğumuz güzel dönücü ırklarımızın atalarını getirebilmişlerdir. Hâlihazırda aramızda halen hayatta olan ve ya yakın zamanda yitirdiğimiz bu üstatlarımızın hikâyeleri günümüze kadar bir masal gibi dinlene dinlene gelmiştir. Nur içinde yatsın değerli üstadımız maliyecilik yapan Rıza Bey ilk aklımıza gelen ve şu anda yurdumuzda dönüş performanslarını sergileyen dönücü ırkların içinde en çok adından söz ettiren üstadımızdır. Mübadele sonrası İzmir’e yerleşen üstadımızın kuşlara olan sevgisi yüzünden eşinden dahi ayrıldığı günümüze kadar gelmiş bir güvercin sevgisi konusudur. İzmir’in güzel Karşı yakasında Alay Bey de yaşayan üstat ürettiği kuşlarına kendince pal kanatlar ve kara kanatlar lakaplarını takmıştır. Değerli üstadımızın orijinal kuşlarının çoğunluğunun kuyruk üstü yağ bezesi bulunan kuşlardan oluştuğu bilinen bir gerçektir. Kostüm deseni olarak ise siyah rengi hakim baska diye tabir ettiğimiz beyazı az olan düzende siyah beyaz kuşlar, alacalı kuyruklu kuşlar, düz kara kuyruk yapısına sahip kuşlar, gaga kenarından başlayıp bir gem misali yanaklarını süsleyen, başında sanki muntazam bir örtü(yaşmak) varmışçasına beyaz kafalı ve yaşmaklı diye tabir edilen kuşlar, İzmir havalisinde galaça diye adlandırılan kuşlar imiş. Yaşamakta olan yaşlı üstatlarımıza göre efsane diye nitelendirilen şimdi bu ırklara gönül veren meraklılarımızın asla öğrenmeden bir neticeye varamayacağı soylarının mutlaka çok iyi bilinip şecerelerinin takip edilmesi ile dönekçiliğin hiç te o kadar zor bir hobi olmadığı bilinen bir gerçektir. Ben bilirim ben anlarım diyenlerin asla bir adım öne gidemediği soyların birbirine girme ve yaklaşım oranlarının öğrenilmeden çok zor netice vereceği bir zevkli uğraştır dönekçilik. Her kes yıllara istinaden deneyimlerine göre birçok meleke kazanmış baktığı döneklerine karşı uzmanlaşmış olabilirler fakat üstadımızın eş etme şekli ile başarıyı yakalamak bizlere çok kestirmeden bir yön çizmektedir. Bu bilinci yakalayan kuşbaz arkadaşlarımız bir başka keyifle bir başka haz duyarak çıkarırlar yavrularını, güvenerek ve umduğuna erişmenin mutluluğuna yaşayarak atarlar döneklerine pırıltılarını. Efsanevi anlatımları ile o günün kuşlarının dönüşlerini anlatan ustalarımızın hikâyelerini dinlemek ne güzeldir biz bu yola baş koymuş dönekçi kardeşler için. Temiz bir kahvehane köşesinde bir kümes gölgesinde bir araya gelip saatlerce bunları dinlemek asla yorucu gelmez gönül veren bakıcılara. Gülerek, hüzünlenerek, çaylar yudumlanarak anlatılır anlatılır durur günümüze gelen bu güzel tatlı yaşanmışlar. İlla ki bu değerli üstadımız da arada adından söz edildikçe rahmetle yâd edilir durur şükranla. Ne güzel kuşları varmış merhumun, bunca deformasyona rağmen hala işaretlerine bakıp çıkartmak ıslah etmek yolları mümkündür nesillerdir süregelen pal kanat ve kara kanatların. Bizler anlatıp bilinçlendirdikçe yeni nesli daha çok uzun yıllar efsane dönüşler izlenecektir tüm yurdumuzun dönek meraklısı mahallerinde.
Merhum Rıza üstadımızın kuşlarını günümüze dek gelmesinde rol oynayan üstatlar arasında Beş tepeli Yavuz amcayı, peynirci lakabıyla tanınan Nurettin amcayı, Atilla mahallesinden Kürt Kazım’ı, Bahçeli evlerde oturan başgedikli Saffet beyi, Eşref paşada mobilyacı Samim amcayı, 1970 li yılların Demokrat parti İzmir milletvekili Bergamalı Kemal Serdar oğlunu, Bergama’dan zabıta Zekeriya amcayı, Hatay’da terzi Haşim amcayı, Karşı yaka da benzinci Kemal amcayı, Tepecikte pampili Mehmet amcayı sayabiliriz. Tepecikli pampili Mehmet amca üstadın kuşlarının tamamını alıp beslemiş ve bunların dışında daha nice bakıcılar alıp üretmişve bu güzelim soyları günümüze dek yeni nesillere ulaştırmışlardır.

3 Mart 2012 Cumartesi

Güvercin videosu manisa salihli

Videolar bölümünde

17 Şubat 2012 Cuma

denemeeeeeeeeeeeeeeeeee

burdaaaaaaaa

24 Ocak 2012 Salı

Salihli kuşcular derneği trt 1 izle

Geçenlerde pazar günü salihli kuşcuları trt 1 haberlerinde çıktı