Biletçi Ahmet kuşları
Ahmet Günay ERİŞ namı değer Biletçi Ahmet dönek ustası değerli arkadaşım 27-05-1938 yılında doğma büyüme Ayvalık'lıdır. Ayvalık'ta dönekçiliğin saygın bir duruma gelmesinde, bilhassa alaca, aynalı, çini alaca döneklerin getirilip yetiştirilmesinde sevilen ve takdir edilen bir dönekçi ustasıdır. Bazı nedenler dolayısıyla dönekçiliğini bitirmiş olsa da namı ve beslediği döneklerin uzantıları Ayvalık ve yakın çevresindeki mahallerde severek beslenir. Performansları takdirle izlenir. Özellikle Ayvalıklı adı verilen kolun diğer mahal dönekleri ile eşlenmelerinden çok vasıflı yavrular gelmektedir.
Kısaca dönekçilik anılarını şöyle anlatıyor. 1969 yılında oğluma sünnet düğününde getirilen bir çift hediye güvercin bu hobiye başlamama vesile oldu. Dönemin meşhur kuşçular kahvesi sahibi rahmetli Halil ağadan tanesi 2,5 liraya aldığım kuşlarla kümesimi doldurdum. Bu merak insana geldimi çok kısa zamanda insanın benliğini kaplıyor. Kuştan anlamadığım için ilk etapta topladığım görünümü güzel dönek güvercinler zamanla bana yetersiz gelmeye başladılar. Görünümün yanında dönüş özelliklerini de aramaya başlamıştım. Sağolsun Orhan Kaldırımcı o gün bu gün hem arkadaşım, hem dostum olarak beni hiç yalnız bırakmadı. Dönekşiliği öğrenmemde ve güzel dönekler edinmemde çok büyük faydasını gördüm. Birlikte günler geçirdikçe bilgim arttı. Bilgim arttıkça da merağım hızla büyümeye başladı. Bir an geldi ki elimde baktığım tüm döneklerin vasıfsız olduklarını bana hizmet veremeyeceklerini anladım. Yavaş yavaş elimden hepsini çıkardım. Yerine dönemin iyi dönekçilerinden dönekler edinmeye başladım.
Önce samimiyetim olan ÇAMLIK BELEDİYE GAZİNOSU sahibi Dalkıran Hüseyin'den dönekler aldım. İyi dönekleri vardı. Kendisi gazino ile meşgul iken ilgilenemediğinden döneklerini eğitemiyordu. Dönekler bütün gün salma çam ağaçlarının üzerinde kargalarla beraber dolaşıp duruyorlardı. Ricami kırmadı ve altı çift dönek verdi. Bir çifti İzmitli çinilerdi ve çok güzel dönüşler izledim. Hiç inatsız misafiri tatminkar dönüşleri vardı. Dişi çiniyi kaybettiğim için onlardan üretemedim. Diğerleri kaplan ve arap idi. Kaplanları damızlık yaptığımdan uçurmadım. Çıkan yavruların dönüş randumanları çok az idi. Geç dönüyor ve gelen misafirime izletme olanağı olmuyordu.
Yetmişli yıllarda moda olduğu için bütün Ayvalık kaplan, arap, şeş, baska beslerdi. O yılların en güzel dönen döneklerine sahip Marangoz Nihat hapise girince döneklerini satın alan Meral Aygüner'den iki çift dönek aldım. Bir çifti kaplan, diğer çifti şeş göğüslüydü. Sonra iki çiftte arap aldım. Araplar çok temiz damardı al (beyaz kuyruklu düz kırmızı) yavru veriyorlardı. Her ne kadar güzel dönselerde çok inatçı döneklerdi. Tekrar arayışa döndüm.
Kantarcı Hüseyin'in meşhur döneklerini muhafaza eden Şehabettin usadan bir çift karabaş aldım. Onlardan da netice alamadım. Dönüş yapıyorlar fakat çok az döneklik yapıyorlardı. Tatminkar değildi. Gelen arkadaşlarıma izletme olanağı vermiyorlardı. Keyifleri olduğunda ben izleyebiliyordum. Bu sırada kardeşim Muzaffer'in Aydın'lı bir horozcu arkadaşı sayesinde çok temiz kaplanlardan edindim. Kaplanların sahibinin adını şu anda hatırlayamıyorum. Bir çiftlik sahibiymiş. Döneklerini uçurmaz kapalı büyük bir damda beslermiş. Hatıra binayen iki şeş erkek, bir arap dişi, bir şeş dişi, bir şeş göğüslü erkek ve ipekkanat tabir ettiği tüyleri çok ince enfes bir dişi getirdi. O zamanın parasıyla 90 lira ödedim. O zamanlar döneğin tanesi 2,5 lira olduğu düşünülürse bayağı pahalıya bu döneklere sahip oldum. İki dişi ayarlıktan yem yemedi ve kuruyup öldü. 45 lira ödeyip iki dişi daha getirttim. Bir çok yavru aldım, uçurdum. Dört senelik emeğimin karşılığı bir tanesinde üç kez güzel dönüş izledim. Çok inat dik kafalı döneklerdi. Kimseye de izletemedim.
Bu heves bambaşka bir şey. Tekrar arayışlara girdim. Gezdikçe gördüm ki alaca ve baska görünümlü dönekler daha tatminkar. Görünüm hoşluğuna da yönelip alaca edinmeye başladım. Orhan Kaldırımcı ve babası saygın ustamız Mustafa Kaldırımcı sayesinde onun köylüsü olan İzmir'de balıkçılık yapan Mustafa Lale (Maraz Mustafa) nin her yıl kurban bayramı öncesi çiftliğine kurbanlık koyunları getirirken beraberinde getirdiği döneklerini seyretttik. Muazzam döneklerdi. Bayram sonrası İzmir'e dönerken 26 adet döneği 200 liraya satın aldım. Bu güzel dönekler Buca son durakta Arnavut Muharrem'in oğlu Ahmetten alınmış dönek kuşlardı.
Bu kuşlar içinde bir erkek kırmızı çini alaca vardı. Hatırı sayılır dönüşler yapardı. Bilahare kırmızı çiniyi İzmir Yeşildere'de Murtaza ağaya (Şeytan bakkal) sattım. İzmirde namlı bir dönek oldu. Bu döneklerin içinde AKORDİYON adını verdiğimiz (Orhan bu adı taktı) efsane döneğim de vardı. Halen Ayvalıklılar diye adı geçen dönekler bu erkeğin zamanımıza uzamış kalıntılarıdır. GOGO damarından Buca'lı Emrullah Köse (Keskin) nin döneklerine dayanan baska bir erkek vardı. Hem uzun hen güzel dönerdi. Akordiyonun dişisi kel bir dişiydi. Ufacık bir kuştu. Fakat çok uzun ve güzel bir dönüşü vardı. 75 dereceden pırıltıya seyredenlerin alnına kadar dönüş yapardı. Çok temiz dönen nadide bir dönekti. Ben bindirme, tepe, 90 dereceden dönen dönekleri hiç sevmem. Tavsip etmem. Böyle pırıltılar dönüşü taşıyamayan, kanat hakimiyeti olmayan yer çekiminden destek alan döneklerdir. Ben onları hiç sevemedim. Aynı dönekleri aldığımda içlerinde telkuyruk bir erkek vardı. 45 dereceden yüzüme bakarak bir sıkardı 150 metre ilerden dalışa geçerdi. Taş gibi gelip bana 50 metre kala dönüşe girerdi. Yedi veya sekiz metre civarında bir dönüş yapıp çıkardı. O dönem izleyenlerin çoğu elinde olmadan altında bağırıp maşallah çekerlerdi. Dönüşten çıkışı tek kanat almaksızın aynı kararla yera sıkıp inmesi enfesti. Dönüşün hep böyle olmasını istemişimdir. Böyle bir döneğe sahip olunca insan elinde olmadan diğerlerinden soğuyor. Zevk alamıyor. Bir tane de sürmeli erkek adlı dönek vardı. 80 derece menzili kullanır altı veya yedi metre kadar çok sağlam hilesiz dönüşler gösterirdi.
Bir sonraki yıl Maraz Mustafa ile Murtaza ağanın kümesini komple satın alıp kuşların hepsini ben aldım. İçlerinde yarış almış çok güzel dönekler vardı. Fakat bu kuşlardan beklediğim randımanı bulamadım.
Bir sonraki yıl Maraz Mustafa gelirken getirdiği Bayraklı'dan Terzi Mustafa'nın döneklerini satın aldım. 30 parça dönek çok namlı döneklerdi. Ecevit namıyla anılan aynalı (mavi galaça) bir erkek vardı. Her zaman on metre dönüşler gösterirdi misafirlere. Dişisi de aynı soy idi ve beş altı metre güzel dönenler vardı. Üç tane dişi yavru alabildim. Hepsi mükemmel dönüşler izlettiler. Son yavrunun adını arkadaşlarım PAMUK DİŞİ koydular. Pamuk dişi çok istisna bir dönekti. Böyle dönen bir kuş dönek herkese nasip olmaz. Aynalı renk olan bu dişi daire keserek dönerdi. Öyle devir yapardı ki mavi beyaz olan dönek tek renk kendini beyaza yakın bir görünüm alırdı. Bu yüzden hayretlerini gizleyemeyen arkadaşlarım pamuk dişi adını verdiler.
Akordiyon erkeğin resmi
1975-76 yıllarında acı bir olay yaşadım. Döneklerime sallabaş hastalığı geldi. Yavruların hepsi telef oldu. O yıl sonuç alamadım. 12 telli adıyla meşhur bir erkek daha vardı bu aldığım döneklerin içinde. Bu kuşun kuyruk üstünde yağ bezesi vardı. Kuyruk sayısı 12 olduğundan İzmirde bu adı koymuşlardı. Çini alacaydı. Hiç inat yapmazdı. Pırıltıya çok bakan, güzel gelip bekleyen her zaman misafire 10-12 metre dönüşler izleten dönüşü mükemmel net sunan bir dönekti. Bu anlattığım dönekler sayesinde kendimi geliştirdim. Deneyim ve tecrübem arttıkça kendi damzılıklarımı ürettim. Akordiyonların 10 tanesini Ayvalık'ta sevdiğim arkadaşlarıma ve Rahmeti dayım Hasan ustaya verdim. Orhan'a bir dişi, Çizmeli Bekire bir erkek, Semih ustaya bir erkek, rahmetli Acar'a bir dişi iki çiftte rahmetli dayıma verdim. Bu kuşlar ile çalışmalar neticesinde Ayvalıklılar adı altında dönekler üretildi. Rahmetli dayımdan yeni nesil meraklı olan Tahir Sadan bu döneklerden alıp bu günlere kadar asıllarını muhafaza etmeyi başarmış. Acar usta, Kene Ali'nin ortaklaşa çıkardığı yavrular çok vasıflı çıkıp Küçükköyde Ayvalıklılar diye tanınmıştır.
Son son İzmirden Terlikçi Cemil'den de çok güzel bir çift dönek aldım. Fakat tam bu esnada belediye otobüslerinde biletçilik görevimden alınıp 25 km. uzaktaki Ayvalık su deposuna tayin edilince döneklerim ile ilişkim mecburen kesildi. Vardiyeden dolayı gerekli alakayı gösteremeyince dönekler hapis oldu ben ilgilenemez oldum. Bakım ve hastalık zorluklarından döneklerim oldukça azaldı. Yürütemeyeceğime karar verince çok üzülerek döneklerimi İzmir'den Terlikçi Cemil ve Murtaza Ağaya sattım.
Dönekçilik o zamanlar mükemmel bir örnek sergiliyordu. Her geve Ayvalıkgücü kahvesinde toplanıp saatlerce güzel muhabbetler yapılırdı. Şimdi atışmalar, tutuşmalar, çamur atmalar, hırsızlıklar hat safhaya ulaşmış. Döneklerde bir şahin korkusudur almış başını gidiyor. Tutakçılık ona keza. Her kes birbirine kırgın. Aralar hep açık gördükçe üzülüyorum. Oysa bu merak insanları kaynaştırır güzel arkadaşlıklar kurulmasını sağlar. İş maddiyata dönmüş sevgi, saygı kalmamış, Emekli olunca hep tekrar başlamayı düşündüm fakat gördüğüm manzaralar bana bu cesareti vermedi.
Aklımda kalan bir kısmı Allah rahmet eğlesin, Murtaza Ağa, Emrullah Köse, Kuşçu Hüso, Terlikçi Cemil, Balıkçı Mustafa, Terzi mustafa, Purço Hüseyin, Becerağa, Arnavut Muharremin oğlu Ahmet, Bergamalı Ormancı Zekeriya, Pala Kamil, Kasap Ramiz, Camcı Mehmet, Dikilden Emrullah, Gardiyan Remzi, Cezmi kardeşler, İstanbuldan Tuna, Ayvalıktan Mustafa Kaldırımcı, Orhan Kaldırımcı, Hasan Yaşar dayım, Cundalı Hüso(talebem), 15 yaşından beri yanımdan ayrılmayan Ayvalıkta döneği ve dönekçiliği taşıyan sevgili kardeşim Tahir Sadan ile çok güzel günlerimiz, mükemmel anılarımız oldu. Yaşayanlara uzun ömürler, aramızdan ayrılanlara rahmetler dilerim.
Tavsiyem besleyenler ve yeni başlayanlar şunu unutmasınlar esas olan insandır, sevgidir, saygıdır, Hobiye gönül verenler hoş paylaşımlar, güzel birliktelikler yaşamak beklentisindedirler. Kapışma, tartışma, çamur atmalar nereye getirir insanları. Tutmak, saklamak, arkadan konuşmak şu sayılı günler olan ömrümüzde değermi? Şöyle dönüp geriye bir bakılsın. Gidenler, aramızdan ayrılanlar. Acı, tatlı anılar neden daha güzelleri yaşamak varken sürtüşme, çekememezlik. Bunu bilincinde olun. Sevgide bonkör olun. Saygı ve hürmeti elden bırakmayın. Peşinden dönekçilik çok güzel yerlere gelecek zevkle muhabbetler artacak, çok güzel dönekler izlenecektir. Kendine güvenen sevgi saygıdan ödün vermeyecek olanlar başlarken iyi örnek ustalar edinip bilgiler alsınlar. Döneği tanımaya, dönekçiliği anlamaya çalışsınlar. Soyları, beslemeyi, eşlemeyi, pırıltı atmayı, eğitimi, sitillere göre davranış biçimlerini iyice öğrendikten sonra omuz omuza bu işe baş koysunlar. Dönekçilik yalnız olmaz. Gurup paylaşımıdır. Bütün meraklı dönekçi arkadaşım ve kardeşlerime saygı, sevgi ve başarılar diliyorum.
Baki kalan gök kubbede, Ayvalık'lı Biletçi Ahmet hoş bir sada imiş.
0 yorum:
Yorum Gönder